Sarı Gelinlik
Merdivenli sokakta denize bakarken bazen
O cumbalı evin perdesini aralardın sen
Yaz akşamları yazlık sinemada afişlere bakarken
Sanki başrollerde bir sen olurdun bir de ben
Yıllar geçti aradan sen evlenip gittin
Ben kaldım o şehirde yorgun bitkin
Razıydım gidişine o vakitler bilirsin
Çok gençtik ve ben askerlikti işti derken
Bekletmeye kıyamazdım onca sene seni
Ne kadar sevsem de hakkım yoktu kapatmaya kısmetini
Kara gözlerindeki yaşları görmemek için kaçmıştım mahalleden
Sarı gelinliğinle sen uzaklara giderken
neden beyaz değildi gelinliğin biliyordum
Ve en çok da o koymuştu bana
Beyaz bizim hiç itiraf edemediğimiz aşkımızdı aslında
Bir sarı çiçek bırakmıştın son görüşmemizde bana
Anlıyordun ve hiç kızmamıştın o müthiş olgunluğunla
Çıkageldin mahalleye yıllar sonra
Bir kızın olmuştu aynı sen saçları simsiyah gözleri kara
Selamlaştık utanarak biraz ve sonra gittin yine uzaklara
Nereden bilirdim o son görüşüm olacaktı seni
Komşulardan alacaktım kara haberini
Yıkılmıştı Dinar, evler, lojmanlar.
Enkaz altında şehir, enkaz altında insanlar
O enkazların birinde eyaz
Bir kadın, bir adam, ve küçücük bir kız cansız
Sandığın içinde sarı bir gelinlik bulmuşlar.
Güzel bir manzum hikaye(manzume) Tebrik ederim...