Şark Masallarında Ölüm Vasiyet

ölmek ya da direnmek
işte bütün mesele bu



'ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim'




bilmediğin ne çok şey vardı
mavisine kurşun sıkılmış semanın ağıdını bilmiyordun örneğin
göçmen aşklar şehrini terk ettiğinde ıssız kalan bir kuytunun feryadını
sapsarı başaklara adanan ömrümün taba yanını
sen diye diye duvarlar boyu sensizliği nakşeden dilimin ziyanını
sen hiçbir şey bilmiyordun sevgilim





oysa gözlerinde gün batımı öldüren çocuklara özenirdi benim ömrüm
bir kış masalının sonunda gökten düşmeyen üç elmaya
sancısını gözbebeklerinde çürütmüş kimsesiz naaşlara
bir sus dillensen susuzluğu aşacak çorağa benzerdi benim ömrüm
yoluna un ufak sevdalara adanacak dirençsiz kayaçlara
sen hiçbir şey bilmiyordun sevgilim
elinde bir tas emek
robin'e özenen telaşınla
savuruyordun zenginden çalıp, düş çıplağı açlara





sen hiçbir şey bilmiyordun sevgilim
katarlar gördüm ırmaklar boyu
yarıyordu vadilerce bir aşkı en kutsal dehlizinden
demirdi, pastı, siyahtı taşlaşmış yüreği
katarlar iz sürüyordu küflenmemiş bir sevdanın mahremiyetinden
benimse gözlerimde yokluğuna biriktirdiğim çakıl taşlarım vardı
suda kaydırdığım sevinç
ve kulaklarımda bilediğim çığlık gibi
usulca kayıverdiler ellerimden
sevinçler, çığlıklar, ölüm...
katarlar ömrümüze yazgı denen vahim sızıyı
katarlar
sessizce şehrimden uzaklaşıyorlar...





sen hiçbir şey bilmiyordun sevgilim
kutsal değildi hiçbir vatan
tenimin teninde sürdüğü mülteci hükümden
daha değerli değildi hiçbir dil
dişimin sertliğinde kaybolan ılık bir doku telinden
dudakların alnımda köz parçası
şafak kızılı bir ölüm
dudakların dudaklarımın kimliksiz yoldaşı
ve kırmızı değildi hiçbir bez
etimin hardan kızaran konur harelerinden





've hala bilmiyordun sevgilim
ben sende bütün aşklarımı temize çektim
anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
bütün kazananlar gibi
terk ettin'




şimdi pusatsız bir düşün sol kefesine koy beni
namlusu ölüme doğrultulmuş anarşist bir yürek
ve cephanesi siteme eş bir sagudur tendeki
çevir kurşun yüzünü gözlerimden
yivle setin ateşli tangosuna benziyor bedendeki
asılmadan saçlarımdan kirpiğine
belki de gerçekleşmeyecek son dilektin bende
şark masallarında ölmek diledim
kurşuna dizildi alnımda dersim
munzur sızdı dudaklarımdan
şimdi şafağa göz kırpan bir lekedir kefendeki...




o c a k i k i b i n o n

20 Ocak 2010 81 şiiri var.
Beğenenler (15)
Yorumlar (9)
  • 15 yıl önce

    şiir kendini okutursa şiirdir. Tebrikler

  • 15 yıl önce

    Bir önceki "Şark Masallarında Ölüm", "sevmek ya da sevişmek, işte bütün mesele bu..." diye başlamıştı.

    İkincisi olan "Vasiyet" ise "ölmek ya da direnmek, işte bütün mesele bu" diye başlatılmış.

    Ayşe, Shakespeare'e/Hamlet'e karşı(!) esprisi getiriyor akla.

    "Ben, sende bütün aşklarımı temize çektim.../ Sen, hiç bir şey bilmiyordun sevgilim. / Anladığındaysa, yapacak tek şey kalmıştı sana, / Bütün kazananlar gibi / Terk ettin." Dizeleri, şiirin özeti gibi.

    Cesur ve güçlü bir anlatım.

    Kutluyorum.

  • 15 yıl önce

    👍tebrikler sevgili arkadaşım sayfanda boş çıkılmıyor senin...👍

  • 15 yıl önce

    şark masalında gözlerimde karanlık doldu gülüşlerim çatlak hayali barındı masalların dilimde..

    yerine koyulamaz vazgeçişlerin damarlarında dolandıkça mükellef sofrasında doyarsınkederinin..

    şiirdi şairim hasında..

    tebriklerimle...