Şeb-i Yeldada Yakamoz Gölgesi
----
Fikrimin esaretinde fiyakalı söylemler
Sevinin kemiklerine düşer sızı
Takvimlerin ölüm anındır her sayfa yırtınımı
Sanrısıdır beyhudeliğin
Saçımda ilmeği rüzgarın
Davetliyken fırtınaya
Çelme takarken yağmura
Zamana gömülür her geçen salisenin izi
Mesafeler uzar
Yıllar kül eğirir ömrün sultasından
Dönülmez vakitlerin izi kalır irisimde
Bambunun es tarafı dağıtırdı felaket bulutlarını
Avuçlarında tutar topuklarımı boşluk
Huşu izahsız
Kalp zırhsız
Tespih imamesiz
Yağardı gülücüklerim gül ekiminde
Yazgaçlarım mutluluk senaryosu peşinde
Yitikliğin sorgusunda dudaklarım
Kelime kelime direniş soluğum
Fısıltıların çığlığa dönencesidir yutkunduğum söylemler
Öfkesi etkisizdir benden başka her insana
Sıfatın iz düşümü katre katre hüsran
Gecikmiş tüm sevinçler
Düşerdi yakamozun döşüne şeb-i yelda
Uzardı..
Deli bir tayın yelesine esir olurdu rüzgar
Uyanmaz karanlıkların gölgesine sevişmeler odaklanırdı..
Geceler uzar
Yalnızlığın donuk tebessümünde
Mesele ölmek değil elbet
Sevi yolunda ölmeyi hak etmekte
Mesele ölmek değil
Öldükten sonra yaşamın kadrini bilmekte..
yüreğin var olsun abim
yüreğine kalemine sağlık
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍