Sevimi Solgun Yaprakların Gölgesine Astım

----



Heder edilmiş bir hayatın orta yerinde kıvrılıyorum
Buza yapışmıştı nefesim
Buzuldum..
Gömüşten bir göle çalınmıştı mayam
Binlerce kez ölüme mahkum edilmiştim
Yanık bir orman türküsü gibiydi ruhum
Sisli ve kuytulu
Karanlık her baktığım yer
Karanlık bir silüete yapıştı gövdem



Sevimi solgun yaprakların gölgesine astım
Bileğimde ışıktan bir kelepçe
Tan vaktinde uyanan nefes ve yara bırakılan gözlerim
Çölde kerdani bir direniş
Öfke kalabalıklarında bırakılan kavga
Barikatlara sığıntı
A Ş K...


aklımın parametlerınden
es geçerken hayatımın sultası
içimde inkar nöbetlerının aynasıydı her sözün
ey yar
düşlerimin en serdengeçti yanıydı vuslatım
adım adım yok oluşumdu
yüreğindeki kutsal direnişim
Hani
Ferhat olmaksa her dağı delen
ben varım
hani kerem olmaksa
uğrunda diyar diyar gezen
ben varım
ve mecnunun çöle salınmasıysa tek isteğin
ben varım
humar gözlerindeki ömer hayyam sarhoşluğysa tek beklentin ben varım
bir köle gibi satılmaksa sana dair
ve züleyhaysan ve ben yusufsam
köle olmayada razıyım


kim bilebilirdi,

bir üzüm salkımının şarabın gölgesinde sarhoş olacağını
ben sende müptezel tutkun...
kim bilebilirdi yar
üzerime devrik sevi yığınlarının beni yok edeceğini..


bilirmisin..
aslında en bilinmezliğimden dev aynasında büyüttüğüm sevdanda
düşlerimin en yitik anında sarpa sarıyordum yeni sen baştanlığımda
ikide bir gidişlerini saymasam
anlamazdım med-cezir hikayesindeki gizemi
sen deniz kadar asi ve mavi
ben ispinoz gagasında çiçeğin son ölüşü.


heder edilimiş hayatın son durağında yolculuklara yük oluyorum
elimdeki anlamsız valizin iç yerinde anlamını yitirmiş anılar
ve anlamsız düşüncelerin girdabıdır beni benden eden
kendime suyun en hararetli yanından taş kadehe ateşten içki dolduruyorum
bir yanımda sen çölü
bir yanım seviden delice bir orman
aşkın en mabut yanından
hudutsuz bir sevi diliyorum..