Siz Hiç Gülümseyen Adımlar Gördünüz mü

I-

Kocaman evin
Kocaman anılarında
Kocaman bir aile yaşardı zaman içinde
Ve bu kocaman ailenin kocaman dalları gibi büyüyen
Kocaman gövdeleriyle iki palmiye ağacı kök salmıştı
Budanan kabuk yapraklarının oyuklarında
Çocuk beş taşlarının saklandığı
Ve kadife tenli mayıs güllerinden serpilen kokusuyla
Kocaman gülümseyen canlı duvarları vardı
Bahçesinde

Ve başları üzerinde hiç akmadan duran
Dev gibi kocaman çatılarıyla
Mis kokulu aşlarının piştiği
Soğuk havalarda üşümüş yürekleri ısıtan
Bir de sobaları vardı sıcacık mutfaklarında

Bahçesinde yetişen
Yemyeşil asma yapraklarından sarkan
Ve sanki pencereden içeriye dolacak kadar yakın olan
Üzüm koruklarına ne demeliydi!

Ya saksıların içinde kurulan fesleğen kokularına!
Onlar da bir gelincik edasıyla
Her sabah buram buram yayılıp
Süzülürdü adeta kocaman evin pervazlarından
Güneşle yıkanmış odalarına

/Oysa sadece iki küçük oda ve mutfaktan ibaret olan evin/

Bu kocaman evin
Kocaman bahçesinde
Kocaman bir aile daha yaşardı ki;
Her sabah gün ışığıyla uyanan kedileri ve kuşlarıydı onlar da
Yalınayak koşturan iki küçük kızın
Fısır fısır gülüşen çocuk bakışlarıyla
Oynuyorlardı hayatla

/Bir gün rollerin değişeceğini bilmeden/


II-

Bu sabah taşların eskiyen yüzüne rağmen
Şaşırtıcı bir çocuk masumluğuyla
İnadına bir bahar gülümseyişinde durdu zaman
Hayretler içinde kaldı anılar
Koskoca basamaklardan birer birer indiler
Adımlar karşısında çoğalarak

/Sanki düştüler/

Sonra bir anda iki kocaman gülüş kondu
Pencerenin pervazına
İki küçük kız
İki kız kardeş
Küçük dev cüsseleriyle ne kadar da canlıydılar!
Aniden belirivermişlerdi tam oracıkta

Yine kocaman çocuk gülüşleriyle buluştukları bir gündü
Oyun oynuyorlardı pencere arkasında
Merdivenler ortasına dökülen anılar
Saçılınca her yana oyuncaklarıyla
/Basamaklar güldü/
Çocuklar mutlu

Tatlı bir masumluk halleri okunuyordu gözlerinden
Çocuk saflığında çıplaktılar fakat
Çocuk kadar büyük dünyalarında
Giyiniktiler oysa sıkı sıkıya

Zaman; Melek yüzlü çocuklar eşliğinde
Aniden geçti önünden sabahın
'Buradayız halâ' diyen bakışlarıyla

Azar azar çoğalan adımlardan akan mazi
Çıkması zor inmesi kolay sanılan
Her basamak bir duraktı anılara
Bir dolup bir boşalan
Geleceği besleyen o merdivenler ortasından
/Yoksul bakışlar eşliğinde aktı gözler önüne/

/Azalan basamaklar çoğaldıkça anılar büyüdü
Hayaller küçüldü/

Oysa umutlar çok basamaklar azdı
Küçücük adımların çoğul düşlerinde
Birden kayboldu çocuklar
Gülümseyerek pencere pervazından


III-

Basamakların sonunda
Son bir kez daha geri döndü adımlar
Kocaman evle vedalaşırcasına
Hasret kokan merdiven taşlarından

Arasında akşam sefalarını arayan
Hüzünlü bakışlar döküldü anılara
Oysa hiç bir şey kalmamıştı bahçede
Birkaç tohum ile bir iki dal parçasından başka
Hepsini kesmişlerdi köklerinden
Yazık!

Hem de o koskocaman palmiye ağaçlarıyla birlikte
Hiç acımadan
Hele kadife tenli güllerden
Eser bile kalmamıştı geriye
Hayalinden başka

Kökler
Ağlamayın sakın
Varsın kessinler hepinizi
Düşünün ki!Yoktan var oldunuz!
Kesmekle biter mi kökler!
Ya umutlar!

Kesilen her bir daldan düşen tohumlar
Yeniden filizlendi bu sabah
İki küçük kız kardeşin gülen gözlerinden
Merhaba dediler hayata

'Kocaman ev gerçekten kocamanmış'
Dedirtti
Gülümseyen adımlar
Ve kız çocukları ....!


01 Şubat 2010 İzmir


Bu şiiri; O iki küçük kıza hediye ediyorum.
Adımları hep gülümsesin sevgiyle..

13 Şubat 2010 80 şiiri var.
Beğenenler (14)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (26)
  • 15 yıl önce

    anlatım tarzın günden güne zenginleşiyor şair.. gelişimini ve mısra ziyafetini günbegün izlemek ayrı bir mutluluk..

    bilirsin. yayınladığın ilk şiirinden itibaren okuyucunum.

    o yüzden rahatlıkla söylemek istiyorum.. emek, yetenek, azim..

    çok gelişti kalemin çok...

    kutlarım abla..

  • 15 yıl önce

    Ve kadife tenli mayıs güllerinden serpilen kokusuyla Kocaman gülümseyen canlı duvarları vardı

    kadife yumuşaklığında anlatımın için tebrikler çok güzel olmuşş yüreğine sağlık👍👍

  • 15 yıl önce

    Yaşamın ritmiydi yürek sesiniz. İki küçük kızın yaşadığı o küçük ama mutluluk yuvası evde yaşıyor gibiydim şiirinizi okurken. Şiirin vazgeçilmezi diğer sanat dallarında da olduğu gibi duygudur. Bir de duygu, estetik öğeleri içinde barındırarak, bütünlüğü bozulmadan, uyumlu bir ses yakalanarak dökülmüşse kalemden tadına doyum olmaz. Bu şiirinizde daha önceki yazdıklarınıza göre daha duru bir dil kullandığınızı görmekse benim adıma sevindirici. Yazdıklarınızın tümünü göz önünde bulundurduğumda şiirde iz bırakacak adımlarınızın sesini duyar gibi oluyorum. Şair yüreğinizi kutluyorum yeniden.

  • 15 yıl önce

    canım güzel şiirini okurken ben de geçmiş günlere gidiverdim...kızkardeşimle çocukluğumuzun geçtiği ev canlandı gözümde...

    her yeni gün bir önceki günü aratıyor... çünkü o günlerde, gençliğimiz, çocukluğumuz kalıyor.....

    çok mükemmel ve çok duyguluydu mısralar...👍

    yürekten kutlarım canım...👑👑👑👑👑👑

    sevgiyle...

  • 15 yıl önce
    1. Şiir de dekora gerek yoktur. Manzum öykü yazmıyorsak elbette. Şiirde bir sözcük fazlalığı bile şiire gölge düşürür. Çünkü şiir en az sözle en fazla olanı söyleyebilmektir. İyi de bunu kim yapıyor ki dememli. Yapanlara sözüm yok. Ama şiir bir insanın yaşamı olacaksa çevrediler gibi yazmak hüner değildir. Ustaları örnek almak onlardaki başarıyı görmekle oluyor iyi söyleyiş.Peki bunu nasıl yapacaktır? Sözcüğe güçlü çağrışımı fazla anlamalar katarak. Kolay mı bu? Hayır. Bu yüzden yazdığı şiire günlerce bakacak okuyacak fazlalık nedir arayacak, kulağına takılan ve ritmi bozan neresidir ,bir orkestra şefi gibi düşünüp dinleyip, emek verip öyle oluşturacaktır. Ben bu yüzden o betimlemeyi şair bir dizeye dönüştürebilir miydi diye düşündüm. Düşürebilirdi. Bu şiir bir manzum öyküdür. Ya da ölçü olmadığı için öykü şiir. Bu açıdan baktığımızda şiir başarılıdır.İki küçükken mutlu ve umutlu kızın mutsuz umutları kesilmişken umutlarının yeniden yeşermesini anlatıyor bu olaydır.Şair, kendi iç dünyasını devreye sokuyor. Bu yönüyle de şiirdir. Bu yüzden öykü şiirdir. Bu yüzden öykü şiir olarak kurgulanmış ve anlatılmıştır. Umutlar ancak ölümle kurur. Tebrikler Sevilnur Hanım.