Sürgünüm Sensizliğe
sürgünüm...
çölün volkanında kavrulmaya
buzulların soğuğunda titremeye
dağın yankılarında aksisedasızlığa
sürgünüm...
ağaçtan çaresizce düşen yaprağa
karsız yerde kardeleni yaşatmaya
yarın kokusunu bulamadığım rüzgara
sürgünüm... 
karanlık perdelerin ışıksızlığına
gecenin sonsuzluğuna mahkum yıldıza
sokakların çığlığındaki lallığına 
sürgünüm...
boğazıma düğümlenen kelimelere
göz kirpiklerimden sarkan yağmur tanelerine
sinemdeki hasret çağlayana
sürgünüm...
Yüzümdeki sahte mutluluk kahkahasına
dostlarımın yanındaki yalnızlık dünyasına 
kalemimim yalnızlık harflerine
sürgünüm...
düşlerimden fırlatıldığım kabusa 
loş odamdaki silik hayaline 
yüreğime saplanan sensizlik hançerine
sürgünüm...
sensiz geçen ölüm saniyelere
seni sensizlikte bulmaya 
sensiz aşkı yaşayan bu kalbe
sürgünüm sensizliğe ...

Ben sen esmeyen mevsimlere göç ederken leylek kanadında
Sen başka başka coğrafyalara doğurdun aşkı..
Duy işte ateş güzelim!
sürgünüm...
kutlarım