Sus
'aklımın uçurumlarına meyletmesin gözlerin
her yanım yangın yeri her yanım heyelan'
dur
ve bak
toprağımda umut yeşermez benim
kara yağar yağmurlarım
her gün
yeni doğmuş bir çocuğu kefenlerim yüreğimde
tırnaklarım bu yüzden kanar
bu yüzden
yüzümden ayrılık akar benim
dinle
hiç bir şarkıda geçmez adım
hiç bir şair anlatamaz beni şiirlerinde
ve hiç bir masalın kahramanı olamam ben
ölüm
uslanır düşünce ayak ucuma
çok kez öldüğümden
hiç bir yerde mezarım yok benim
dokun
yıldızlar saçlarımda tutuşur
ay şahit yüreğimin kıyametime
tenim kor
kör benliğim
kıyılarım kurak
adım tuzak
bu yüzden kimliksizliğim
ve bak
bak gözlerime
bak ve gör yılmışlığımı
gör kıyılmışlığımı
içimden dışıma taşan
kanlı nehirleri gör
gör kuruttuğum denizleri
unuttuğum beni gör
ve sus
devrilme cümlelerimin üzerine
kana revana bulama kelimelerimi
ihlal etme şiirlerimi
sus
andım olsun ki iki kelimeyle
alnının ortasından
vururum seni...
Bir önceki şirin devamı sanırım. Onu da beğenmiştim. Her ne kadar dur, bak, gör, sus, gibi nidalar basit ses oyunları gibi dursalar da devamının iyi getirilmesi bu görüşümü değiştiriyor. Bir önceki şiirde olduğu buda duyguyu güzel aktarmış. Ne yazmak istediğinden gayet emin bir tavır var bu hakimiyet şiirde her zaman beni mutlu ediyor. Teşekkürler paylaşıma.
Şiirce.