Talanya*
gittin ya...
künyesini yitirmiş
dağ lalesi toptancısıdır bezirgan bahar
çalıntı bir güneşle besler kuytuluklarımı
zemberek acılar güne karışır
dört zamanlı bir sancı
sarsmadan hayalini büyür kışımda
sığ sulara çekilir telgraflar
geçmek için senden gelecek haberleri
gittin ya...
yaylım ateşindedir saatler
milyon dakika saplanır çalıntı anılara
dalgın sigaranın külü olur yalnızlık
cemreden önce düşer ömrüme
ilk kıvılcımı sessizlik çakar
sokulur yerle gök birbirine
teslim alırken şehri sağanak bakışlı bir gece
sokaklar... iki gözü iki çeşme!
gittin ya...
hangi kirmen eğirir
yaşamın lif atmış pamuk ipliğini
erken açan bir badem ağacıdır düşlerim
tanıksızca tutulur haydut bir tipiye
iki-dört nöbetini bana yazar şarkılar
yokluğunun gözetleme kulesine
kırpmadan kalemimi
bakarım sensizlikten doğacak şiirin ufkuna
karalama sevinçleri çekmeden temize
gittin ya...
ödevini yapmamış bir çocuğum
ey çantam yoklarımı dök!
ağır geliyor bu boşluk omuzlarıma...
Şubat 2011 / İzmir
*Yaba / Mart-Nisan 2011
Sevgili Çetin, sevgili Elif, yürekten merhaba sizlere... Laf aramızda, dost solukları özlemişim ben; şiir bahane. :)))
hoşgeldin...
sevgiler
gittin ya...
hangi kirmen eğirir yaşamın lif atmış pamuk ipliğini erken açan bir badem ağacıdır düşlerim tanıksızca tutulur haydut bir tipiye
Ayrılığın yıkıcı çaresizlği güzel yasımış dizelere heleerken açan badem çiçeğinin haydut tipiye tutuluşu oniki,den vurmuş ..Şiirin adıda içerikle çok uymlu günün seçkisine değer bir şiir tebrikler Eşref bey...👍👍
Şiir midir elimizden tutup bizi sürükleyen, yoksa dost sıcaklığı mı bilinmez... Belki de alışmış olmanın verdiği kısır döngü. Adı her neyse? Merhaba Gülay, merhaba Nuray. Şiiriniz bol olsun.
âhh!
Eşref Baba, sen ne yaptın? o gitmeleri ben de bilirim, gelişi olsa dahi, can yakar.
güne düşmüşlüğün ayrı bir güzel, kutlarım.