Üç Dilek Beş Taş
devriliyor zaman içime
ve yan yatıyor ay ışığı,
gece damlarken baba acısına
sabahı topluyorum
anne sesine...
aralık,
sahipsiz bir pencere sanki
yorgun direnişlerimde...
önce şiirden atlıyor çocukluğum
sonra kare kare gençlik geçiyor, yanıbaşımdan.
tanıyamıyorum saçlarımın rengini,
ısrarcı bir esnaf edasında
beyaza satıyorum, düşlerimi...
üstü kalsın usta,
ben buraya ölmeye değil
sonsuzluğu dinlemeye geldim!
sokaklardan çıkıyor masallar
kuruluyor, savaşın tam ortasına
ilk kurşun "kırmızı başlıklı kız"a,
ikincisi "seksen günde devrialem"
yokluğuma!
derken,
kucağımda gizemli bir emek
ve tahtını yoksullara adayan bir kraliçe...
aklımızda üç dilek
yüreğimizde beş taş,
yanıyoruz hayata
biraz haziran biraz eylül'ce...
Sen ağlama anne, ağlama! avuçlarında çocukluğumu sakla.Gecenin içinden bir resital şiir.Dinğin bir melodi bazen bazen yüreğe çarpan en sert dalga.Saygılarımla
üstü kalsın usta, ben buraya ölmeye değil sonsuzluğu dinlemeye geldim!
Kaç oyun kaldı geçmişten geleceğe Temiz bırakacağın kaç sayfan Yada toplasan hayatı elindeki beş taş eder mi Değer mi oynamaya
Tebriklerim ve Saygımla ..
Bu kalemin şiirleri okunası tat veriyor ve okundukça okunuyor..
Yıldızla parlasın kalemin..!
"önce şiirden atlıyor çocukluğum sonra kare kare gençlik geçiyor, yanıbaşımdan. tanıyamıyorum saçlarımın rengini, ısrarcı bir esnaf edasında beyaza satıyorum, düşlerimi..."
Bu dizeler çok güzel ve gece aynamda yüzüm kadar aktır bu şiir.........
Ve Dost sesi gibi ses yoktur yüreğe ve mevsime dair.............