Üç Kız Bir Ana
eylül yağmurlarına öykünürdü bir ana
intihal sabahlara uyanırdı üç kız
salınırdı saçlarında kara yazma mor oya
susardı şebnem yoksulu dudakları
bağrına taş basardı bir oda
üç hayal sığardı kırılgan yazgısına
yaralı hazana sarardı umutlarını
ocağı üç hasret... bacası bir gurbet tüterdi
acısı bol tadı kekremsi
öğün atlamazdı üç kaşık bir sahanda
ille de tarhana
küf kokulu ekmeğe saldırırdı üç kız
düşleri yavan kan tükürürdü bir ana
kızılcıklar yaprak dökerdi
kuytusunda gül açardı üç yara
?'Ciğer,'' derdi bir ana, ?'Ciğer''
-direnmeyi öğrendim sızılara-
güneşe yürürdü bir ana
mehtaba soyunurdu üç kız
ayakları yalın düşleri üryan
yeşil sarnıcında sahrayı geçerlerdi
çorak türküler devşirirdi dilleri
bozguncu zamanlardan
'üç kız bir ana...'
hüzünleri kızıl yağardı toprağa
9.Eylül. 2011
Braunschweig
Teşekkürler sevgili Doğan, sevgiler...
Hayatla insan,yoğurulur bir hamur gibi.. Yürek fırınında pişer,kursağımıza düşen bir dilim sevmek... Tarhana çorbasının üstünde tüten hasretler vardır...bir tahta kaşıkla karıştırılırken,kurulan hayaller karışır sofraya dizilen insan sağınağına...
Şiir sen ne güzelsin...
Sevgili Nuriye Zeybek. Sizin şiirlerinizi özlemişim. Tebrikler...
Ahmet Bey, teşekkürler efendim. Mutlandırdınız...
Çok teşekkür ederim Mustafa Bey, değer kattınız şiire...