Üç Nokta

seni ne zaman düşünsem
yükseklik korkum derinleşiyor
dipsiz bir denizin renksiz suyuna karışıyorum
sen ben ve aşk üç noktaya dönüşüyoruz


sensizlik ölüm halim oluyor
sevinç ve kederin hurcunu sırtlayıp bir gece vakti
ve karanfil kokusu dudaklarına karışarak
süzülen
sessiz bir sal gibi yola düşer vedam
minarelerden el sallar sela



ölümüne istedim seni ve öldüm
omuzlardan gelen dalga sarsmasın beni
incitmesin anlamsız ve suskun o salda uzanan tenimi
toprak
ateş
ve sudan
bir öpüş mührü bas ki dudaklarımın ucuna :
şaşırsın musalla



sen ben ve aşk
duyguyu içeren bu üç noktadan
bir yazının cümle sonlarına hep yorgun düşeriz
aşk incinir
nereye saklansak hangi imgenin içine sığınsak ayak izimiz olur sözcükler
yüreğimize vurulur zincir



kavuşamıyoruz tandaki kan kızılım
aykırı kalmaktır bu
nokta gibi yalnız yaşıyoruz
tenimizde buz dağları sıralanıyor
ve sonsuz tane noktaya uyamıyoruz
uyamıyoruz



içimde gizlenen sana dair her hevesim
kömür kalem reflünde yakıyor boğazımı
gül yüzünü uzatıyorken
kırmızı gül, gül değil gülüm
ölümün kızıl kadehini hangi aşığa sorsan içmiştir ayrılıkta
bakışındaki bütün ışıklara mahcup oluyorum



kavuşamadı çıktı hesabın neticesi bu üç nokta
artık bana mehtabı sorma
gözlerindeki gece ışıltılarını sorma
gözlerim artık bende değil ki
bedenimse şimdiki yurdum gibi darmadağınık
kovdum ekin hareli saçlarından hasat almamış ellerimi
dilime gelince
kanlı bıçaklıyız artık


barıştıracak sensin beni benimle

10 Ağustos 2010 76 şiiri var.
Beğenenler (47)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (40)
  • 15 yıl önce

    bilir misin ? bir mevsim bahçıvanı olmak nedir gönülde talan olmuş bir sonbaharın ardından bakmak verdiğin emekler yerle bir emeğin;aşkın umudun ırzına geçtiği günlerden kalan acı azap kamyoncu türküleri asılmış bir gidiş geliş yaşamak adı yine hayat koruduğun tüm çiçekler ayaklara mezra kutsalların taşınırken bir başka bahara sen ulaşır mısın soran yok da yarına gelecek mi acaba yine? sana doğru mu yine acaba? dün göklerdeydin seviliyordun dünyalarca evet evet dayanmalısın buna da ...

    ki; seviyorsun hâlâ

  • 15 yıl önce

    sen ben ve aşk duyguyu içeren bu üç noktadan bir yazının cümle sonlarına hep yorgun düşeriz aşk incinir nereye saklansak hangi imgenin içine sığınsak ayak izimiz olur sözcükler yüreğimize vurulur zincir

    S.Açıkgöz

    öksüz ve tapansız bir serenat kalır kendinden, kendine yazmasan daha beter alışkanlık pudralanırken habire ki; yine de basar her yanını terler kuma sütü emer zehir dizeler hırsın kıskançlığı solladığı yerde aşk biter...

  • 15 yıl önce

    sensizlik ölüm halim oluyor sevinç ve kederin hurcunu sırtlayıp bir gece vakti ve karanfil kokusu dudaklarına karışarak süzülen sessiz bir sal gibi yola düşer vedam minarelerden el sallar sela S.Açıkgöz

    ırayan sevda...

    karanfil kokulu bir geniz eksikliği sayarım yokluğunu eforu tükenmiş bir cinai misilleme lalesi boyun bükmüş bir yetim doygunluğu ağlamak bile derman dilenirken saf saf ciğerden bilirsin işte tüm sevenler gibi onu berhudar ederken , öldürür seni cenaze öğüdü gibi sokulurken beyaza, zavallı tümceler....

  • 15 yıl önce

    Sait hocam yine bir duygunun,bir dürtünün ucundan bucağından tutup geniş bir sahada aşkı karmayı bilmişsiniz,elleriniz dert görmesin... Öyle güzeldiki akışı, akış içinde akış vardı. Seçebilene ötesi seçtiğini sere serpe deşebilene aşk olsun. Tüm yüzeyselliğiyle ilişmek istedim ötesi zaten belli değil mi.

    ... Teşekkürler mükellef paylaşıma.

  • 15 yıl önce

    Üç nokta... Kifayetsizliğe tabir bilir çoğu duygu aksinde ama bence böyle değil, üç noktalı kaç son var,kaç aşk üç noktayla başlar ve kaç ayrılık üç noktaların ardına sarkar.Ama üç nokta asıl beklemelere vekil.Çünkü biz biliriz ki bir elvedanın ardına düşmüş üç nokta bir adıma bilenmiştir,karşı taraftan gelecek içten bir merhaba belki,belki sessiz sedasız bir telefon ki ondan olduğunu bilirsin,bilersin adımlarını.Aşk ile ayrılık arası kuytu bir sapaktır,gündüzleri kabul etmez,gün yüzünü sevmez,derinlik ister,sorgusuz sualsiz kabul bekler.Bu sebepten giysisi gecedir bu sebepten bekleyişlere dengi üç nokta gibi bir belirsizlik,derinlik,derzdir. Bir vakit ardım sıra fitilini yaktığım üç noktalarım zamanın harcı değil şimdi, şimdi her nokta gitmelere meyilli, şimdi her veda üç noktalardan ziyade tek noktaya hevesli. 'dilime gelince kanlı bıçaklıyız artık'

    Şimdi bana sebepsiz belki de kipsiz ve büyük oranda sessiz bir atıf lazım,bundan sonrasında üç noktalara başka anlamlar yükleyeceksem senin taraftan feragati bulmam lazım.Üç noktalarım kör benim ve zaten ağzım, dilim bilemeye meyilli ,kesiklerim senden taraf kor benim ve zaten her türlü merhem senden taraf köstekli.