Ve Halâ Önde Zeytin Ağaçları
Sarı odalardan geçtim dört nala
Çabamda çiban
Kelimeler kifayetsiz
Kelimeler sığ
Bütün hücrelerim mengeneye sıkışmış
Aşağı tükürsen sakal bambaşka yukarısı
Kahretsin
Arta kalan zulüm
Nem kaldıysa
Paspal
Usturupsuz
Yitik
İmüğümde suskun isyan
Takatsiz yolcu gibi kara toprak ayaklarım
Ahh ah
Önde canân önde zeytin ağaçları...
Yine aydınlık bir sabaha motive Güneş
Hey yaradanım
Yine mi
Geceden sızma yoksulluk
Şuurum delik deşik
Ay ışığından sızma kurşunsuz vurulmalar sanki yaşam boşluğa asılan orak
Bin cellat tünemiş umuduma
Nem kaldı et kemikten başka
Gelincik düşler bile darmadağan
Yetmez mi
Artık hiç bir Mayıs'a açmaz fikrimin ince gülü
Canı veren Allah nefese talan kul
Aklıma feryadım ki
Yılgın yolcuyum niyetime nahoş kahpe felek
Bu mudur hayat
Önde canân önde zeytin ağaçları...
Başı bozuk gelin edası duaya zincirlenmiş adalet
Zalim kol geziyor yen yasta kol kırık
Çark müjdeyken bahara
(zalime el insaf rabbim )
Gün aymaz
Dermansız
Lanet olsun
Geçtim kendimden yunmaz onmaz tahribat
Bolük bölük yolcuyum mübağlâsız kan revan
Lakin önde canân
Ölüyorum
Ölüyorum derken nasıl hasretim soluklanmaya adil yaşamda
Yok ötesi
Yine de candaşım umut
Ve halâ önde canân önde zeytin ağaçları...
Dizelerime yürek sesi olan Yurdagül ÖZAY Hanımefendi ' ye
içtenlikle teşekkür ederim .
Dilerim....Bu güzel şiirin,zeytin ağaçları kadar uzun ömürlü olsun....Kendimi Kuzey Ege'de zeytin bahçeleri içinde hissettim....Harika bir şiir....kutlarım....
Yüreğiniz dert görmesin emeğinize yüreğinize sağlık.
güne tema yazdığın bu incili şiiri kutlarım aslı sevgiler...
Kutlarım güne düşen yüreğiii 👍👍 Kaleme saygılar.. 🙂
Merhaba, şiirimi incilere taşıyan değerli seçki kuruluna ve tüm dostlarıma çok teşekkür ederim
Selam ve sevgilerimle.