Y/akıcı Acının Sonsuzluğu
Sessizliğe sonsuzluğu eklenen iklimler
Bir bir akıyor, yıldızsız ve aysız gecelere
Hüsran bulutları birikirken umut yollarına
Acının şimşekleri çakıyor günahsız duygulara
Ömür kuruyan bir dal gibi çöküyor artık
Hem de sebepsiz yarınlara.
Yine de,
Yürek korkmuyor acıları çekmeye,
Çekilmezleri çekmeye alışmışken!
Hangi meyhanenin şarkısı idi bu hayat
Hangi yürekten düştü mısralara,
Ve hangi dilde ebedi eser oldu da?
Efkârını bilinmezlere estiriyor.
/Sorgusuzca/
Bir galon şarap mıydı bu acının tesellisi
Her gece sokak lambasının altında,
Yağmura inat,
İçip unutmak mıydı bu dermansızlığı
Ve mükafatı bu muydu yılların çekilen zulmüne.
Zindansı karanlık geceler
Gün ışığının üstüne çıkarken,
Gün karanlığa ağlıyor
Karanlık acıya yol alırken!...
Geceye kan yağmurları düşerken
Kızıl bir yol çiziyor kendine hayat
Nağmelere vurdukça zulmün feryadı
Anlamsız kalıyor yüreğin isyanı.
Belki de,
Garip bir hikâye'nin
Garip bir konusu idi
Bu garip hayat
Kimbilir!
DeLi-oĞLan
Belki de, Garip bir hikâye'nin Garip bir konusu idi Bu garip hayat. yüreğin dert görmesin emrahcım kalemin daim olsun 👍👍👍👍👍👍