Yasak Sevdam
Bir dostumdan, kırlangıçlar gönderen adama armağanımdır! 
sevdan akar geceme 
usulca, incecik, 
bir sır gibi, gizliden, içrek 
beklenmedik, kendiliğinden 
sevdan başım üstüne! 
ne sesin var, ne nefesin 
sen nerdesin? 
hedef mi yanlış 
eros mu acemi 
sen mi zalimsin? 
mitolojiden masallardan, 
cehennemden çıkıp gelir 
aşk değil, acı getirir 
kör nişancı eros, 
acemi çocuk! 
oyun oynamak ister 
düşünmeden gerer yayını; 
duygular yaralı, düşler paramparça 
yürek ezik, canımı yakar 
yanlış hedefteki yanlış ok 
müjdeli bir haber verir gibi sunar 
bana; aşkın yakıcı, en acı payını... 
acımı kendime saklarım, ortak aramam 
yalnız beni yakar bu sır 
ne sana, ne bana, kimselere diyemem 
aklım yanar, beynim tutuşur, 
yüreğim kanar söz dinletemem 
kemirir yüreğimi anarşist duygular 
ne kimseyle paylaşırım, 
ne de vazgeçerim aşkından 
yasak tanımaz isyan sevdam! 
yine sesin yok 
yine gün ışıdı 
yine sensizim 
sabaha beş var! 
başımda ağrı, yürekte yara 
yine gece zifir, yine içim kara 
sensizliği yaşarım 
sabaha kadar! 
uykusuzluktan değil başağrılarım 
yüreğimin ateşidir başıma vuran 
sen karanlık, gece duvar 
gözüm görmez, elim yetmez 
evet evet sensin 
ulaşılmaz yıldız, o aşılmaz dağ 
karanlık içinde karşımda duran! 
çığlıklar tutuşur yürek yangınımda 
gece uzun, gece bana dar 
aahhh! ay bile yok 
ne oluyorsa ay'sız gecelerde 
oluyor en çok! 
karanlıkta aşk yanar 
sevdan yakar sözcükleri 
düğüm olur dilimde 
buz tutar yeniden 
aşk tutuşur eksik hecelerde... 
içimdeki sessiz çığlığın sahibi yok 
avaz avazım, duyan yok haykırışımı 
karşı ses yok feryadıma. 
dilin ağır yaralı 
usturayla kesilmiş gibi sesin. 
yüreğimden 
ellerimden 
gözlerimden uzak, 
kayıpsın gizli sevdam 
şimdi nerdesin? 
benden sıcak biri mi dokundu 
aşka hasret üşümüş yüreğine 
kimdi dokunan? 
bu fikir delirtir beni 
susarım söyleyemem, 
soramam sana, yoksun! 
yerim kendi kendimi 
susmalıyım yine, 
içim yanarak... 
çok acılar yaşadım 
hiç bir acı yakmamıştı 
yokluğunun acısı kadar 
yüreğimin yarasına, 
yokluğunun karasına 
kimsesiz aşklara adanmış 
öksüz şiirler yazıyorum artık. 
coşkusunu yitirmiş, 
kimsesiz gecelerim gibi 
gecemden kara, kapkara şimdi 
sensiz kalan her şiirim... 
yeniden yeniden susmalıyım 
içim kanayarak, çığlık çığlığa... 
çığlığım boğmalı içimdeki gizi 
kimse bilmemeli 
ne sen, ne ben, ne de başkaları 
paylaşmamalı... 
sensizlikle boğuşmalı, 
acılarla savaşmalı 
kendi kendime yetmeli. 
ya kaderi yenmeliyim 
ya da namazsız gitmeli... 
sadece yüreğim kanamalı 
ondan başka herkes gülmeli 
mutlu olmalı herkes 
şen-şakrak yaşamalı 
kimse görmemeli, bilmemeli hiç kimse 
onulmaz bir dertle kara yasa girmeli 
kanlı gözyaşlarımda sakladığım 
kendi kendine kanamalı 
mateminde gizli sevdam! 
hüzünler kaplamış sisli gözlerin 
çocuksu gülüşlere yurt kurmuş 
müjde sevinci bakışların 
durup dururken deniz gibi durgun 
mavi gözlerin düşüyor usuma 
sesini ver bana, ne olur susma 
gökyüzü gözlerin, güvercin kanadı 
ak ellerin düşer yadıma 
uzak ve soğuk 
uyuyamam..! 
sevdalar yaşadım herbiri yarım 
kanattı yüreğimi, acıttı çoğu 
bilinmez karanlıkta paramparça oldum. 
aştım denizleri, tünel tünel deldim dağı 
ne gül yaprağı ellerin; nazlı, titrek 
ne sesin var, ne gül tenin, ne kendin 
yokuşa inişe vurdum kendimi 
dilim dilim parçalandım yokluğunda, 
bulamadım ne sesini, ne seni 
gecenin içinde öyle yitik, öyle soğuk durma... 
sen kayıpsın, ben bende değilim 
darmadağın, perişanım yine 
alev alev yanıyor alnım 
son bir çaba, son çırpınış 
karanlıkta koşaradım, kan-ter içindeyim 
yetişemem yeni güne... 
böyle parçalanmışlığımı sorma; 
sorma yüreğimin ezikliğini, 
başımın derdi sığmaz sözcüklere 
anlatamam, işte öyle çok, öyle derin! 
bir haber çıkmadı sesinden 
bir hece bile yok balım dilinden 
ses olup bana akacak senden 
su bile yok benim için 
çarem nerde? kime gitsem, 
nasıl arasam, ne etsem? 
neye sarılsam bilmem! 
böyle sessiz, 
böyle sensiz, 
böyle çaresiz... 
kendi yangınımda yanarım 
alışmalıyım yanmalara, 
alışmalıyım böyle gecelere 
hazırlamalıyım kendimi 
alıştırmalıyım yokluğuna... 
ölüm en güzeli belki 
ama ne kadar gecikir? 
gün ışır, uyumamış, yarı ölmüş 
uykusuz, soluk beniz 
kül rengi yüzümle her sabah 
yeniden doğarım küllerimden 
gri günlerim, kan rengi gözlerimle 
yine acılı, yine sancılı yeni bir güne... 
derin bir offfla biter yürek yangınım 
böyle kaç gece daha dayanır bu yürek? 
adım adım yeryüzünü tarasam 
bulutlara çıkıp gezsem arşı 
sorsam seni, arasam 
diyar diyar, çarşı çarşı... 
ölürüm yar 
ölürüm tekrar tekrar 
ölürüm sessizliklerde 
sabaha karşı... 
19.09.2008-12.05

Böyle uzun yazılmış şiirleri okuduğum da şairin o an ki yüreğiyle dialog anını canlandırırım gözümde , sorar cevaplıyamaz , cevaplar soramaz..
Çok duygulu, samimi, içsel akıcı bir şiir , beğenerek okudum yüreğinize sağlık...