Adalet

Tüylerimin diken diken olmasına neden olan tarihi bir gün bugün....

Kendi ihtirasları, bencilliği yüzünden sadece kendisine itaat edileceği gücüne sahip olduğunu düşünen, bir iktidarın ülkesinde yaşamaktan utanç duyuyorum. Böyle bir tarih inanın Osmanlıdan bugüne kadar hiç görülmemiştir. Çünkü bu kadar çok insanın canının yanmasında Allah bile razı değildir.

Hak ve hukukun siyasetleştirildiği ve adalet terazisindeki teyzenin bile dengesizliği söz konusu olduğunda, toplumun temel taşları çökmüş gibidir. Elleri kolları tüfeklerle, silahlarla dolu teröristler serbestçe dağlarda cirit atarken, terörist başları bebek katili içeride, son teknolojiyle beslenir ağırlanırken, halkın tek güvendiği koca ordunun ele geçirilmesi, üstelik hiç de adil olmayan cezaların verilemesi, çok büyük bir kayıp ve çok büyük ayıptır.

Nasılsa tek güç benim iktidarım düşüncesiyle emin adımlarla hareket eden, ve yarının garantisini de böylece teminat altına alan bir insanın,nasıl bir inançla yaşadığı ayrı bir şüphedir. Çünkü bu kadar bencillik ve bu kadar vicdansızlık, gerçekten inançlı bir kimsenin insanlığına sığmaz.

Biber gazlarıyla beyinleri uyuşturup, insanları etkisiz hale getirmeye çalıştıkları, diğerlerinin de (kendisinin bahsettiği %50) masallarla uyutulduğu bu ülkede, korkarım ki diğer Müslüman ülkelerdeki gibi,büyük çatışmalar ve ayaklanmalar çıkacak.

Lakin Allah'ın sopası yoktur. Bazı kişilerinde aynı görüşe sahip olduğu gibi,sınır kapılarımız yol geçen hanına dönmüştür. Kendi Türk milletine sahip çıkamayan bir zihniyet, başka milletin halkına nasıl sahip çıkacak. Bu bir beyin çatışmasıdır. Bu gerçeği ufacık bir çocuk dahi idrak edebilir. Kendi halkıyla zıtlaşan,kendine sonsuz güvenip ona itaat edilmesini isteyen kişi Allah değildir.

Bir çok insanların kanları dökülüp, bir çok önemli şahısların ismi ve hayatı zedeleniyor. Bir çok halkın ifade özgürlüğü elinden alınıyor. Yasayı bile kendi üslubuna göre değiştiriyor. Kısacası kendi sancağı altında bir yönetim kuruyor.

Zira unutmasınlar ki, toprağa ilk şerefli ayaklarıyla basan ecdadımızdır. Onların döktüğü helal kanlarla alınan bu topraklar, Atatürk sayesinde sonsuzluğa kadar Cumhuriyet meşalesiyle mühürlenmiştir. Bu mührü bozmaya ve unutturmaya, hiç bir siyasi gücün tesiri yetmeyecektir.

Bu haksızlık ve adaletsizlik yüzünden,insanların sabrı taşma noktasındadır. İnsanlar bilgisiz olabilir, cahil olabilir, köylü olabilir, fakir olabilir. Ama asla onursuz ve kişiliksiz değildir. İnsanların onuruyla ve kişilikleri ile oynandığı, resmi ordunun ezildiği bu ülkeyi, sanırım yakında sivil ordu yani halk ele geçirecek ve tükürükleriyle onları tahrip edecek güce sahip olacaktır.

Dün akşam başka bir partinin milletvekilleri ve başkan adaylarının da katıldığı bir iftar yemeğine davetliydim. Yemeğe katılan halk azınlıktaydı. Sordum:

--Vekilim neden iktidardaki partinin yemeği gibi anons ederek çoğunluk sağlamadınız?

Dediler ki: ''Biz yardımı gizli severiz. Duyan ve gören gelir.''

Aslında bir elinle verdiğini diğer elin görmemelidir. Lakin inancı dahi kendi bencilliklerine göre değiştirmesi hiç de yadırganmayacak bir davranıştır. Neyse kendileri kendileriyle böbürlenerek övüne dursunlar, bizler atamızdan bize emanet kalan tek sancak altında ve tek bir toprak üstünde bekleyen bu vatanın gerçek bekçileriyiz ve bu vatanı kimseye ezdirmeyiz.

Ey Türk Gençliği!

''Birici vazifen, Türk istikbalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.''

''Ey Türk istikbalinin evladı!İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklal Cumhuriyetini kurtarmaktır.Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur...''

Mustafa Kemal ATATÜRK

05 Ağustos 2013 3-4 dakika 74 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Adalet herkese eşit şekilde dağıtılırsa gerçek adalet olur. Gündeme ilişkin güzel bir deneme kutlarım Sevtap hanım...😙👍😙