Allah Akıl Fikir Veresiceler

Toplumu bir arada tutan ve harç vazifesi gören ortak değerlerimiz vardı bizim.

Bize insan olduğumuzu hatırlatan değerlerimiz.


Allah akıl fikir veresiceler, içine ettiler.


Kendine muhafazakar süsü veren bizim "ticani yobazlar"

En çokta saf kadınlar üzerinde pirim yapan bu hastalıklı beyinler, kadını her yönüyle kullanırken, yüzleri ne kızarır, ne de bozarır.

Karşıtı olan değerlerin üzerinde tanımlandırılan ve anlamlandırılan muhafazakarlık, ticani yobazlar tarafından en popüler kültür haline getirildi.


Ülke tarihinin hiçbir döneminde bu kadar yobaz olmadı, bu kadar insan satılmadı. Üç kuruş için kişiliğini, benliğini satan satana.

Bir gerçek var ki; kendini bu kategorinin içinde görenlerin çoğu akıl ve mantığın ötesinde bir anlayışsızlığa, bir insafsızlığa sahiptirler.


Yeniliğe, değişime, gelişime kapalı olan bu iflah olmaz ticani yobazlar; daha ergin olmamış küçük bir kız çocuğunu yamalı bohça gibi sarıp sarmalamayı, her türlü fantezi için dört evlilik yapmayı, dini nikah kıyma görüntüsü altında her haltı yemeyi İslamın mükemmel eğitim metotları olarak topluma dayatmaya çalışıyorlar.


İnsanların özgürlüğünü kısıtlayarak neyi muhafaza ediyorsunuz ey zübük zadeler.

Kadının varlığından utanmak, paçavralara sarıp eve hapsetmek, gak dediğinde azarlamak, guk dediğinde hırpalamak. aşık olduğunda öldürmek insanlığa sığar mı. Yere batsın bu sapkınlığınız.


Algıları kapalı olan, kadının hakkını savunamaz.

Kadın; erkeği tarafında aşağılanan, insan sınıfına konulmayan yaratıktan başka bir şey değildir. İstenildiğinde erkeğini mutlu edecek, üstüne gelen kumayı kabullenecek, hatta kumasıyla birlikte erkeğini yatakta mutlu edecek. Her türlü sapkınlığa alet edilen kadın, cinsel obje olduğunu kabullenecek.

Başka seçenek bırakmıyor kadına, zorla da olsa kabullendiriyor.


Şeriatla yönetilen İslam ülkelerinde kadınları (recim etmek) taşlayarak öldüren erkeklere destek verip, hatta ön saflarda yer alıp hemcinslerini taşlayan kadınlar görüyoruz.

Hemcinsinin saçının teli görünüyor diye ihbar eden, makyaj yapıyor ve ya sevgili ediniyor diye gammazlayan, hemcinsinin taşlanarak ölümüne sebep olan kadınlar biliyoruz.


Ne hikmetse bizim kadınlarımızla, kadını mal/meta/cinsel obje olarak gören ülkelerin kadınları arasında büyük benzerlikler olmaya başladı.

'Dinimiz emrediyor'muş.

Kadının başının açık olması 'günah'mış.

Peki saçını kapatmayı namus, haysiyet, şeref sanan bir kadın, saçının telini gösteren bir başka kadını ne olarak görüyordur acaba.

Saçı açık kadın ona göre 'günahkar' değil midir.

Peki tepeden tırnağa kapanarak kendini günahkarlıktan kurtardığını sanan kadın, günahkar bir kadınla nasıl arkadaşlık eder. Arkadaşlığında samimi midir, hiç sanmıyorum.


Ey zübük zadeler.

Ey zübük zadelererin gönüllü kölesi embesiller.

Gözlerinizi açın da bir bakın şeriatla yönetilen İslam ülkelerine. Hangi kadın özgürlüğünü kazanmış. Hangi kadın elini kolunu sallaya sallaya sokaklarda rahatça gezebiliyor. Ne giyim kuşamları bizimkine benziyor, ne de özgürlükleri. Dönün bakın kadınların ne durumda olduklarına.

Önce erkeğin malı oldular, sonra özgürlüğünden oldular. Daha sonra da insan sınıfından çıkarıldılar.

Hiçbir hakları yoktur. Toplumda yerleri yoktur, değersizdirler. Şiddet görürler sesleri çıkmaz. Tecavüze uğrarlar suçlu bulunurlar.


İnsan sınıfından çıkarılmak mı istiyorsunuz.

Nedir bu özenti, bu özlemin adı nedir.

Bir zamanlar evlerde altın günü yapıp, komşuluğu-dostluğu-arkadaşlığı pekiştiren kadınlarımız, şimdi kıblesi arap çöllerini gösteren(sözde kuran okuma) toplantılar yapıyorlar. Bu toplantılar tam karar alma mekanizmalarıdır. Saf ve iyi niyetli kadınların akıllarına giriliyor ve artık kumandası abla-abi olan kumandayla kontrol edilir hale getiriliyorlar.


Birinci kural; körü körüne inanmak.

Ki zaten birine inanmışsanız eğer; o kişi için çalışma potansiyeline sahip olmuşsunuz demektir. Bir gün yabancılaşacağı, yanlış yapacağı, kötü olacağı asla aklınıza gelmez.


Kumandası tek kanala ayarlı insanlar özgür olamazlar.


Tıpkı diğer İslam kadınları gibi, yavaş yavaş yok oluyoruz.

Bu alavere dalavere yüzünden kadınlarımız yok oluyor.

Bu pes edilmişlik yüzünden kadınlarımız öldürülüyor.

Bu riyakarlık yüzünden kadınlarımız bölünüyor.


Sırtını erkeğine dayayıp yaşamayı seçen, isterse saç teline kilit vursun. İsterse kafasını kafese koysun. Yiyeceği bir tekmeyle yine kıçı açıkta kalacaktır. Çünkü dayanarak yaşamaya alıştırmış kendini. İşte o gün sadece parmak değişecektir ve yine aynı embesil olarak kalacaktır.


Özgürlüğünü borçlu olduğu Atatürk'e hakaret edenler; eğer şu an üzerinizde özgürlükten bir kırıntı kalmışsa, onu da Atatürk'e borçlusunuz.

Gelin kimseyi kandırmayın.

Bilin ki; insanlar sizin bu sapkınlığınıza normal bakacak kadar inançsız değil.



Müsadenizle

20 Haziran 2013 4-5 dakika 58 denemesi var.
Yorumlar