Aşkın Seyir Defteri

------------------------Aşkta metinler gibi üç bölümden oluşur.-----------------------
-------------------------------Giriş, gelişme ve sonuç.----------------------------------

Giriş en -yalın halidir aşkın, tertemiz ve kafiyesiz olduğu, aşığın aşkından önce aşkı tanıdığı halidir.
İlk bakış, ilk dokunuş ve ilk öpücük... İlk tutuşmalarla tanırsın aşkı. İlk yabancı dokunuş da kirlenecektir sonra ama daha farkında değildir aşk. Âşıklar lekelense de sonradan, aşk temiz kalacaktır çünkü? İşte bu yüzden kızamazsın aşka. Farkında bile olmadan geçersin gelişme bölümüne; ne olduğunu, kim olduğunu anlamadan anlarsın âşık olduğunu. Hikâyede iki temel özne vardır 'sen ve o'

Şimdi -e hali başlamıştır aşkın, yani gelişme kısmı...
Sevenin sevileni tamladığı; güzel gözleri, tatlı sözleri, tüm sıfatların onu anlattığı hali...
Geçmişe dönünce acı verecek tüm güzel anılar bu dönemde yazılacaktır seyir defterine, okurken üzerine gözyaşı düşecek sayfalar. Artık bağlısındır ona, o yoksa hayat da yoktur. Sıfatlar değil isimler bile tamlamaya başlar aşkı; Leyla'nın Mecnun'u, Aslı'nın Kerem'i, Tahir'in Zühre'si olursun, Romeo'nun Juliet'i isimler değişse ne fark eder ki? Tek gerçek olan o dur, onun da sana sevgisi...

Lekesi çıkmayan kumaşları siyaha boyamaları gibi hiçbir lekeyi kondurmazsın aşka, 'bu yol yanlış' diyenlere güler geçersin. Bu dönem de korkarsın kaybetmekten, ya da terk edip gitmesinden.
Aşkın sürekli hali yoktur çünki, aşkın -i hali vardır.
Bir-i çok severken onu, diğer-i daha az sever çünkü ve -i hali, en hareketli halidir aşkın.
Bu dönemde yaşarsın her şeyi, Özlem-i ve hasret-i, kıskançlığ-ı ve sevgiy-i, nefret-i ve öfkey-i.
Ben-i sen-i yerine biz-i demeye başlamışken, bir şeyler yolunda değildir ama ne olduğunu anlamazsın.

-e halini özlemeye -de halini yaşamaya başlarsın aşkın. İlk başta alttan alırken her şeyi, simdi suçlamaya başlarsın. Sen-de söylemiştin, sen-de yapmıştın... Sevgiye devrikleşir cümleler, 'seni' dersin ama 'seviyorum' diyemezsin. Bu dönemde anlamaya başlarsın geçmişi, -e halindeyken korktuğun, kaybetmek ya da terk edip gitmesi değilmiş meğer, korktuğun önce onun gitmesiymiş, anlarsın. Çünkü sonu bellidir biten aşkların; ya haklı sebepleri bavula koyup giden olursun ya da kalbini sevdiğine kaptırıp geride kalan. Geride kalanın kavrulması gibi gideninde pişmanlığı vardır acı veren, işte bu yüzden haklı sebepler ararsın gideceksen ve geride kalan olmak istemezsin, çünkü pişmanlık unutamamak kadar acı vermez.

Aşkın -de halinden -den haline geçersin ve hiçbir şey bu gerçeği gizleyemez. Ayrılığın mahkemesi kurulmuş, iki eski özne iki yeni davalı olmuştur 'sen ve o'. Bu kez yüklem seviyorum olamaz, tüm haklı sebepler aleyhinde delildir ve seyir defterinde temize geçmek olmaz. Kazanan gider ve kaybeden gidenin gözlerinde mahkûm olur. Şartlı tahliyesi yoktur aşkın, 'kırışık bir aşk ise yaşanan, hiç bir ütü düzeltmeye çare olmaz'.

İşte bu yüzden aşkın sonuç bölümüdür -den hali. Üzerinde sen-den gayrı ne varsa sevgi-den kalan, 'yaraların bile yar-dan armağandır'. Kızsan da nefret etsen de artık, üzerinden atamazsın on-dan kalanı, beceremezsin yaşanılanları yakmayı. Şimdi ya 'giden' sin ya da 'kalan'. Gidensen; ya haklı sebeplere sarılıp dönmeyeceksin geri, dönersen de özlediğinden değil aradığını bulamadığından döneceksin, hatalı sen olacaksın o zaman. Ya da kalan sen olacaksın geride... Seçme şansın az olacak!
---------------'Ya yüreğinin götürdüğü yere gideceksin'----------------------------
--------------------Ya da yüreğini götürenin peşinden...-----------------------------

28 Mart 2010 3-4 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar