Ayvalık
Ayvalık yolundayız. Puslu gri gökyüzü otobüsümüze eşlik ediyor. Dev elektrik trafoları zeytin ağaçlarını kucaklamış. Yol boyunca uzanan gri-sarı, çorak topraklar kimbilir hangi yangınla ruhunu yitirmiş. Zeytin ağaçları arasında küçük, derme çatma, yorgun kulübeler bin yıldır sanki onları beklemekteler.
Otobüs yolculuğunuz Ayvalık'ta sona erdi. Sahil yolunda yürüyoruz. Güneş denizi ışıldatıyor. İyot kokusu tüm cazibesiyle ciğerlerimize doluyor. Elimizi uzatsak denizle tokalaşacağız.
Arnavut kaldırımlı taş sokaklardan geçerken adeta tarih bizi begonvillerle selamlıyor. Yasemin kokularını sunuyorlar bizlere. Tarihi yapıları bozulmamış, pencereleri kaldırıma yakın, küçük taş evlerle bezenmiş Ayvalık.
Hayranlıkla arnavut kaldırımında yürürken bir ses duyuyoruz. " Beş para etmeyen şeyler satıyorum. Yarım saat garanti." Sesin sahibinin Ayvalık eskicisi meşhur Ferdi abi olduğunu sonradan öğrendik.
Tüm sokaklar denize çıkıyor. Tüm adımlar o tarih kokan, yasemin çiçekleri ile bezenmiş, huzurlu, şirin evlere gidiyor. Kimbilir kimler yaşadı bu evlerde. Kimbilir ne hayatlar yaşandı. Her adımda geçmişe yolculuk ediyoruz.
Can dostlarımızın restore edilmiş tarihi evinde konakladık. Bir tarihi yaşadık. Cennet vatanımızda görülecek yerler listenize Ayvalık'ı ziyareti eklemeyi unutmayın.
Özellikle Cunda adası taş evleri dar sokaklarıyla çok güzel bir yerdir ve şeytan sofrasına çıkıldığında seyredilen o muhteşem manzara seyre değer doğrusu hatırlattığınız için teşekkürler Hatice hanım sevgiler
Yazımı günün yazısı seçen kurula ve edebiyat sevdalılarına teşekkür ediyorum. Sevgiyle...