Azar Azar

Sevmeyi borç bilseydim eğer öderdim azar azar. Ben seni sevmeyi kaderim bildim, ölünceye dek bu yazgıyı hiçbir borçla kapatamam. Nazım Hikmet der ki; 'Sen elmayı seviyorsun diye, elmanın da seni sevmesi şart mı?' Ben de derim ki; 'Elma tarafından sevilebilmek için, elmanın çekirdeği bile olmaya razıyım' Yıldızlar parlamaktan vazgeçerse, güneşim bu sabah sana doğru doğup beni terk ederse, rüzgâr saçlarımı benden yana sana estirirse, bil ki rüzgârın da ben olacağım yıldızın ve hatta Ay'ın da.

Seni sevmeyi borcum bilseydim eğer, korkma öderdim hiç korkmadan. Hâlbuki ben seni sevmeyi gönlümün hakkı saydım, sözümdü, yazımdı, yazgımdı. Şimdi sensizliği ödüyorum azar azar, seni biriktirdiğim aşka. Bana kızma ama; sevilmek kadar güzel bir şey yokken, sevilmemek için çırpınan yüreğine ne demeli? Otursam, seni düşünsem, seni yazsam pamuk ipliğine bağlı kaderime...

Yazgımı değiştirircesine, bizi anlatsam dağa, taşa, kör denize. Denizyıldızlarımı çalmasa, seni benden almasa, kum tanelerine sensizliğimin hesabını soracak bir yüz bıraksa... Değmez misin yine de yüreğimin inci tanesine? Gör bak, nemli gözlerime nasıl da süreceğim aşkımızı. Bir gör bak dene...

Kaldırımların sesi olsam, her bir adımında sana ulaşsam. Görmez misin yine beni? Görmezsin tabi...

Kaşım gözüm, günahım sevabım sensin. Bekletmeseydin, beklenmez miydin? Seni yazsaydım sana, değmez miydin?

Onca kızgınlığı, onca aşkı biriktirdiğim sen! Şimdi dön de bendeki sana bak. Nasıl da küçüldün öyle değil mi? Oysaki büyük hayallerim olacaktın. Kapılacaktım seline, boğulacaktım belki, bir ümit selinde, ruhunda yaşayan olacaktım. Aşkımı borç bilseydim eğer hakkıyla öderdim, azar azar.

Ben sensizliği borç bildim, gereksiz, sevdanın bile konmasını istemediğim günlerden birinde senden almıştım. Sana birikebileceğim ümidiyle yine sana akarım diye onu da nimetim sanmıştım.

Olmadı, tozu dumana kattım sonra, hiçbir veda senin cümlelerin kadar acıtmadı. Sar beni saray yavrusu kalbine, çok üşüyorum. Sev beni inceden inceye yağan kar tanesi yerine...

Yağmurum da sen ol, güneşim de. Sensizliği öderim, kirpik uçlarımın neminden çalar, yüreğinin seline ilave ederim. Yeter ki yetişemediğim sen'i küçült biraz olsun bana ver.

Gözlerinde can bulsun bu ayrılık tüneli. Yeniden açılsın aşka dair serüvenler. Korkunun da mı ecele faydası yok? Gülüşün de mi erteledi beni?

Çaresizliğimden al, artıklarımla bile olsa sev beni. Kendime arttığım o günlerin çoğundan çal da istersen azalt beni. Öyle deli, öyle belalı başım ki; sana çıkmayan hiçbir yol, yolum değil.

Ne demişti yüreğim? 'Seni unutacağım' Zoraki bir unutmanın firarındayım. Kendimden çıktım yine uçarcasına sevda ezen yüreğine koşmaktayım. Ya durdur beni, ya da yolum ol.

Ya bak gözlerime, hep ?Sen' dercesine, ya da çıkışımı yaz. Benden gittiğim gibi senden de alayım kendimi, bu cümleler bu kadar karmaşık değildi.

Hakkım yoktu bilirim. Sen de beni hak etmemişsin. Ödeştik yüreği savrulanım; ödeştik.

Hangi rüzgârın tenine değip geçtiği bir andasın bilmem; borcum olsun bir kez daha gelmek.

Bir kere de kapatacağım, yüreğimin kaygılı sevmelerini, dönüş yok bu sefer!

Kurtuldun sevmek hançerinden, sevemezsin sen. Böyle deli kapılmak mı?

Çaresizsin, buruksun, sevemezsin, yapamazsın. Yok, sende öyle bir yürek!

Şimdi yüreğine sövdürme, bastım gittim; çaresizliğimle birlikte ben...

15 Temmuz 2012 3-4 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar