Belki

Eskisi kadar çabuk geçmiyor günler; sensiz, uzun ve sıkıcı. Hiç fotoğraf çektirmedik seninle; istemedim hareketsiz fotoğraflara bakmayı ya da üstüne gözyaşlarımın düşmesini. Hani olur ya belki ayrılırdık diye ama yanılmışım, yüzünü unutuyorum yastığıma kapanmış ağlarken ve keşke bir resmi olsaydı diyorum elimde. Sokakta bağıran her çocuğun sesiyle gidiyorum geçmişe ve içimdeki boşluk sızlıyor, hatırlayıp lanet okuyorum o geceye.

İlk büyük kavgamızı hatırlıyorum; yatak odasından çıkıp salona gitmiştim, ilk kez o kadar kırmıştık birbirimizi. Bir saate yakın geçmişti, iki yastık ve çarşafla girdin içeri. Ben, bırakıp gideceğini düşünürken söylemiştin ' yana kay, bizim yerimiz birbirimizin yanı'. O gün anlamıştım, gecelerimiz kavgalarımızın dışındaydı, kavgasızda günümüz geçmezdi hani.

Şimdi kavgalarımızı bile özlüyorum sevgili. Sesini duymadan uyuyamıyorum, ilk ayrı kaldığımız gün telesekretere bıraktığın mesajı dinliyorum 'tatlı uykular pamuk kalplim, annem şimdi iyi, yarın erkenden evdeyim' Dinlemeden, ağlamadan uyuyamıyorum. Uyandığımda yokluyorum yatağın boş yanını, yine erken kalktın ve kahvaltı hazırlıyorsun gibi geliyor, fark etmek o kadar acı ki.
Belki diyorum hep, belki...

Oturup kahve içmeyi sevdiğimiz balkon artık yalnız, bir keresinde denedim sensiz içmeyi. Sen varsın gibi doldurdum iki fincanı, az şekerli seninki, sevdiğin gibi. İlk yudumda sanki zehir içermiş gibi geldi, artık sevmiyorum kahve içmeyi.

Bazen sempatik aşk filmleri çıkıyor televizyonda, onları izleyip suçsuz aşığın yerine koyuyorum kendimi ve bende istememiştim böyle olmasını diyorum ama olmuyor. Sokaklar kararıp ses kesilince geliyor sesin kulaklarıma. Perdeler çekilsin isterdim gidişin bir daha gelmeyecekse gözlerime ama kör olmak hayal etmeyi engellemez biliyorum. Uyanıyorum kâbuslardan ter içinde, elini tutup izin vermiyorum gitmene ama tuttuğum bir çarşaf oluyor her seferinde ve bende ölüyorum rüya olduğunu anladığımda, ağlıyorum...

Belki diyorum kendi kendime, belki... Belki hala tutuyor olurdum ellerini, uyumadan baktığım son şey olurdu gözlerin. Geceleri uyanıp, uyurken seni izlemeye devam ederdim. Belki hala kızardın tembelliğime... O beğendiğini söylediğin elbiseyi giymiş olurdun yıldönümümüzde. O kavga, o inadım, sokağa fırlayışın ya da tutsaydım ellerinden dur diye. Belki çarpmazdı o araba sana ve ruhuma, belki...

31 Mart 2010 2-3 dakika 24 denemesi var.
Yorumlar