Belgelerle Konuşuyorum

Belgelerle Konuşuyorum

Ben de belgelerle konuşuyorum!

İcra dosyaları 17 yılda %150 arttı!

Yıl 2002;

8 milyon olan icra dosyası varmış!

Bu sayı son dönemdeki “ekonomik yapı” etkisiyle, yüzde 150 artarak 20 milyona kadar çıktı!

Şu an her üç kişiden birisi icralık durumda!

Her beş kişiden birisi, kredi ve kredi kartı yüzünden ödeme güçlüğü içinde!

Sadece İstanbul'da 1.5 milyona yakın icra takibi bulunuyor!

Şu an bu satırları okuyanların birçoğu aynı zorluklar içinde mücadele ediyor!

Kredi kartıyla çocuğuna bez alan anne baba borcunu ödeyemiyor!

Covid salgınıyla evde kal çağrısı yaptığınız vatandaş, çıkamadığı/çıkmadığı günlerin faturasını çok ağır ödüyor!

Eskiden, zaman kazanan ve borcunu ödeyemeyen vatandaşın, nefes almasını engellemek için çıkardığınız “yeni nesil” icra dairesi çalışma prensibiyle vatandaş can çekişiyor!

İcrada ve iflasta ticari ile ekonomik bütünlük arz eden mallar daha yüksek gelir elde edilecekse bütün olarak satılabiliyor. Yeni yasa ile bazı kamu alacakları, rehinle temin edilmiş alacaklar karşılandıktan sonra diğer alacaklara nazaran öncelikli ödeniyor!

Yani devlet olarak, alacaklı vatandaştan da önce tahsilat yapılıyor!

Hesaplara düşen her kuruşa, anında dijital olarak işlem yapılıyor!

Attığı, hiçbir imzanın önemi olmayan vatandaşın, senede sepete attığı imza “altın değeri” taşıyor!

O derece önemli yani!

Dolar, altın, Euro tırmanırken göbek atıyor, vatandaşın eli kolu bağlı, kurdeşen döküyor!

Ülke uçuşa geçmiş, vatandaş yerlerde sürünüyor!

2002 Yılında satılan buzdolabıyla, cartla, curtla ekonomi durumu tayin ediliyor!

2002 yılında nüfus kaçtı acaba?

O yılında doğan çocuklar, adam/kadın oldu evlendi, yeni ev kurdular, buzdolabı aldılar ama bunu çıkıp bir kişi bile söylemiyor!

Oturduğumuz yerde para kaybediyoruz!

Çalışıyor kaybediyoruz!

İş yapıyor kaybediyoruz!

Kanatlarımız kırık ama uçuyoruz!

Uçmaktan sıkıldı vatandaş, yürüsün, hatta emeklesin o bile yetecek!  

08 Ağustos 2020 1-2 dakika 95 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (7)
  • 3 yıl önce

    "Güneş balçıkla sıvanmaz."... Çok doğru bir söz.

    Milyonlarca yaşayan belge de varken hala insanların "fareli köyün kavalcısı" ndaki gibi sürü mantığında göz göre göre kendilerini gömmelerine anlam veremiyorum...

    Çok anlamlı ve zihin doyurucu bir yazıydı.

    Teşekkürler Ozan Bey.

  • 3 yıl önce

    Tebrikler Ozan Bey.

  • 3 yıl önce

    İstikrarsız ekonomilerde gerekli yapısal değişiklikler yapılmadığı zaman, halk da devlet de borçlardan kurtulamaz. Tamam belki on yirmi yıl önceye nazaran herkesin bir arabası evi var, ama herkes borçlu şu an da... Her şey kredi ile hallediliyor... Yapılacak iş belli öz kaynaklara dönüp, üretimi artırmak, bunu artırırken de yükte hafif pahada ağır maddeler üretebiliyor olmak lazım... Yoksa on ton yirmi ton fındık satıp bir bilgisayar alır duruma düşeriz ki yaşanan şimdilerde de budur zaten. Alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına acilen yönelmemiz de en gerekli olgulardan birisidir... Kutluyorum yürekten Muhammed kardeşimi bu duyarlı yazısından dolayı...

  • 3 yıl önce

    Bizim adam olmamız için her şeyin sil baştan yapılması gerek maalesef Ozan bey