Benlik Makamı

Benlik Makamı

Hani bizler konuşurken bile bir dinler bir söylerdik,sözün arasına dalma,araya laf sokuşturma yoktu.Büyükler sofraya oturmadan bizim diz bağlarımız çözülmezdi,insan denilen aklı evvel kendini irdelemeli eleştiri dağlarında gezerken önce kendi öz egosunu çarmıha germelidir. Benlik makamında turlayan adem gibi olmalı kanat takmış turnalar gibi gezmeli cümle alemi...

Yaralanmış sözler yön değiştirdiğinde ve geçmiş makamların tozu var dimağımızda ellerimiz kaç kez yetim kalemine uzandı, arzularımız yine onun bunun uçkur bağında,serkeş yalnızlıklar sürüdü yol başlarını...

Bir yansam od ateşinde bir yansam acaba bilir miyim yananların kadrini kıymeti öz adamlığın rüzğarlarında gezer başım ağrıdı...

Dönmemeye yemin etmiş şu Leylek bu Karga adanmışlığa adak adadı her Ceylan üç ahu...

Giderken köşe başlarında beş ağlak üç kurşun altı kelam üstü meram,dinmez sevdaların yüzü cürüm izi ölüm...

Egolarını tarumar etmiş bu düzen kurulu yerlerinden yine bozulur bu oyuncak Pinokyo burnu uzayan yerlerinden kesilir yalan...

Bilmezdim dalgın ayrılıklar makamını gözümden dökülen yaşın mesuluyum kırk kapı kırk makam dönüyor başım bir mum aralığında bulurum yolumu...

Hep kıyım dediler hep yitik kaldı suç,görünen yerlerinden silindim görünmeyen yerlerim acıdı...

Şimdi ayrılık makamı bir yanım,bir yanımsa kavuşmaya hevesli yürek/

gömün beni kürek kürek...

19 Ağustos 2025 1-2 dakika 49 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar