Beyaz Martı

Beyaz martıyı beklerken, siyah kargayla dertleşmekten sakınmam...

Hepimiz yaşarız bazen bu tür duyguları, şöyle deniz kenarına ineyim, martılarla birlikte duygusal anlar yaşayayım, belki canım sıkılır üç beş de satır karalarım diyebiliriz...

Hesaplayamadığımız şey, beyaz martı hayali kurarken, siyah kargayla baş başa kalmaktır...

Günlük yaşamımızda buna benzer birçok şey yaşarız ama bazen hafızaya alır, bazen gerek duymayız, oysa ki hayatta yaşadıklarını hafızaya almalısın ki lazım olduğunda çıkarıp kullana bilesin...

Belki de bana has şeylerdir tüm bunlar, balık hafızalıyım. Ne zaman bir olumsuzluk yaşasam, hay aksi, daha önce de yaşamıştım bunu ama önlemini almadım derim, derim ama yine de o önlemi alamam. Bu bir eksiklikse evet bunu kabulleniyorum...!

Duygusal olduğumu düşünsem de aslında duygusallığın gerektirdiği meziyetlere sahip olmadığımı görüyorum...

Nedir duygusallık diye sorsa birisi, bunun bile cevabını tam olarak veremeyen biri olabileceğim konusunda ciddi bulgularım var...

Beyaz martı ne katar ki insansın hayatına?

Yani önemi ne kadardır bir insanın yaşamında?

Var mıdır bir önemi, olduğunu sanmıyorum ama yinede ben takılıyorum böyle şeylere. Gittiğim, gezdiğim, okuduğum, uyuduğum, uyandığımda neyi bulmak istiyorsam, onu görmek istiyorum sanırım. Bir ego sorunum mu var acaba?

Türlü sorunlarımın arasında bir de bu tür saplantıları serpiştiriyorum içime ve yeni sorunlarım oluşuyor...

Sittiret yahu bunları, sen karganın güzel gözlerine bir baksana, tüyleri nasıl ışıldıyor güneşin altında, bunları görsene, peki yaşı kaç acaba, bir düşünsene, belki de senden kırk yaş daha büyüktür bu hayvan..!

Bilmediğin, görmediğin, anlamadığın bir çok sorunun üstesinden gelmiş, deneyimli bir karga mı, yoksa beyaz martı mı?

Sanırım keşfetmem gereken gerçekler bunlar...

Zamanım olur da yazabilirsem eğer, beyaz martının duygusal hiç bir yanı olmadığını da anlatacağım kendime. Önce, kendime anlatmalıyım, yoksa anlaşılmamış bir yanımı daha kuytularda bırakma niyetinde değilim. Bir takım duygu ve düşüncelerin aslında hiç bir anlam ifade etmediğini anlayalı uzun zaman dilimlerini öğüttüm değirmenimde ama ne fayda..!

Değirmenci olabildiğime inanıyorum da, saçlarımdaki beyazların değirmenden kaynaklandığına inanmıyorum mesela. Ne kadar garip olursa olsun, düşüncelerime sahip çıkmalıyım, öyle hoyratça yok pahasına satamam semt pazarlarında, sahipsiz kalmışlara...

Karga karga gak dedi, diye başlayan bir tekerlemeyle büyüdüm oysa, şimdi, kargayı bırakıp, martılarda duygusallık aramak da neyin nesi...

26 Ekim 2016 2-3 dakika 95 denemesi var.
Yorumlar