Bir Sabah Uğradım Bağı Gazele

Geçiyordum!
Sizin buralar erken gonca yeniyetme yalnızlık buğusu derme çatma üstü loglu damların saman kerpici kaç ayak çiğnedi...Alın yazısına bir revolver demişlerdi oysa geçerken sokağınızdan bu ne düğün alayı bu ne sünnet duası bu ne karın ağrısı...
Temaşa gelmiş yüzü maskeli şu palyaço kendini prenses sanan köyün saçaklı delisi demem o ki insan olan yanımızdan beri garibanız...
Şimdi yolları elledi bakışlarımız nerde kalırsa orda yaşar insan sevgi kozasında örüldü aşk/
Eski masalların doğasında var bir uğradım kaf dağına ellerim tütün yorgunu nereye gitmişsem rengim vuruyor huyum kalıyor devasa ağaçlarda saçlarım rüzgara yeleken...
Bana derlerdi eteklerine topla güneşi ellerini sürdüğün her yer umut olsun kaşlarından şakaklarına yağmur duası sevmek gömleğine iliklensin hep gül kara dul bakışlardan...
Gideceğim ama yol çağırır beni çamurlu ayaklarımın ahı tutar yerleri diken döken yerlerim kanar acır parmaklarım düşer nefesim...
Şimdi ben olmasam bir sabah kim uğrar badı sabaha...
Gazeller kurumuş bahçe tarumar...