Bir Sevgilidir Aslında Kadın Tabi Anlayana

Hani şöyle merak edip de çıkıp sokağa, bir soracak olsanız, ''Kadın sizce nedir?'' diye, erkek milletine,
Cevaplar alırsınız çoğunlukla, ''Kadın anlaşılmaz bir muamma çözülmez bir bilmecedir'' diye..
Aman aman öyle şeyler anlatırlar ki size ayaküstü, artık sen erkeklere bir sor bin dinle...
Oysa, bilmezler ki erkekler, o çözümsüz gördükleri bilmecenin, muammanın çözümü yine kendi ellerinde...
Ya da bilirler de aslında işlerine gelmez itiraf etmek arkadaşların,şark kurnazlığı yaparlar,çünki itiraf etmek dokunur erkekliklerine !

Duygusal yaratmıştır Yüce Tanrı kadını.
Doğurgandır kadın, üretkendir, ana şefkâti, yuva sıcaklığı ve özlemi taşır, daima içinde.
Doyulmaz bir sevgilidir aslında kadın erkeğe...
Odur düşünmeden verebilen, odur ailede en fedakâr ve cefakâr olan, odur ailesinin çatısını şikayet etmeden sırtında taşıyan,odur saçını süpürge eden...

Çocuksu davranışlar zaman zaman sergiler kadın, olduğunda sevgi,şefkat,ilgi özlem ve ihtiyacı içindeyken..Naz yapar çocuk gibi,ister ki ilgilensin,değer versin,dinleyebilsin ve okşasın onu erkeği, sadece bedenini değil,ruhunu da sıcacık sevgisiylen..

Sanma sakın ha ki zayıftır kadın senden ! Muhtaçtır, eli mahkûmdur sana,kovsan da gitmez evinden..
İnan, güçlüdür senden kadın !
Onun gücü,değil sen gibi kaba kuvvet ve kaslarından, gelir onun gücü,Tanrının armağanı anaç duygularından ve keskin sezgilerinden...
Verebilmeyi bil hele bir sen,ona gerçek sevgini,güvenini,sıcaklığını, koymak istemez o gücünü kadın ,çünki,yaradılışı icabı gücü bekler erkeğinden...
Ve pohpohlar,gururlandırır erkeğini bilerek,mutluluk ve sevinç duyar içinde, seni böylesine yücelendirdiğinden...

Evli olsun,bekâr olsun, kadın aslında erkeklerin bir türlü kavrayamadıkları kendisine ait özel bir dünyasında yalnız yaşar...
Kalmak ister zaman zaman yalnız o özel dünyasında,kapatır kapıları herkese ve dünün,bügünün,yarının muhasebe ve planlarını yapar...

Erkeklerin bir görüşte aşık olup sadece yürekten sevmenin onlar için yeterli olduğunu görürüz ve biliriz...Ne yazık ki bu tür adına ''aşk'' diye isim koyulan ''hayranlıklar'' da saman alevi genelde kısa zamanda söner..
Oysa, sanılanın aksine,zor sever kadın...
Çünkü, bir kadına sadece yüreğinin kabulü yani hayranlığı kafi gelmez..Erkeğin tersine,bir kadının sevebilmesi için,yüreğinin yanında, beyninin, mantığının da kabul etmesi gerekir.
Yüreğinin ''Evet'' dediğine, eğer mantığı,aklı ''Hayır'' diyorsa,zorlayamaz kimse kadını, kaçar,uzaklaşır,firar eder...

Ama, sevdi mi bir kere kadın gerçekten gönülden,kul olur sevdiğine ve sevgilisine, ne terkeder, nede şikayet eder..
Bir sevgi küpüdür,kadın, yaratıcıdır,üreticidir,evcimendir,varlığını cömertçe ailesine veren..
Ve, ''keşfedilmeyi'' bekler kadın daima erkeğinden sabırla..
İster ki erkeği onun iç dünyasını anlayabilsin..
Görünce ilgisizliğini erkeğinin,farkettikçe anlaşılmadığını,yine de bozulmasın dirlik düzenlik diye,söylemez ,atar sıkıntısını içine kadın

Lafın kısası, kadın,her evin neşesi, sürekli okşanmak,sevilmek ihtiyacında olan bir pamuk kedisidir...
Erkeği, eğer onu incitmeden ve sevgiyle okşamasını bilirse '' mır mır '' eder ,ömür boyu erkeğine sıcacık sokulur...
Sevmeyi,okşamayı beceremeyen,bilemeyen erkeğine ise, o incitmemek için kapalı tuttuğu keskin tırnaklarını düşünmeden açar,
Sevmesini bilemeyen o hoyrat ellerini erkeğinin tırmalar,kanatır,ömür boyu acı verir ve hayatı hem kendine hem ona zehir eder...


Not: Sevmesini, okşamasını bilenlere her gün 8 Marttır..