Bir Şiir Bir Çemberden Geçmek Gülümsememle Tahlil ve Analiz

Bir ŞİİR” Bir Çemberden Geçmek” Gülümsememle Tahlil ve Analiz



Bu defa yazılarıyla şiirleriyle duygu yüklü yazınca gönülden hissederek samimiyetle yazan kardeşim “Şule Meryem Canpolat Şimşek” Kardeşimin şiiri için, klavyenin başına geçmiş bulunuyorum. Günümüz ilişkilerinin, evliliklerinin geldiği nokta öyle bir hal aldı ki karşılıklı samimiyet olmayınca çöken aşk ilişkilerine, seven insana rastlamak neredeyse imkânsız oluyor. Aşkla seven aşkla yazar, aşk onun için tüm evreni sevmektir kucaklamak derdi ile dertlenmek onunla olmak derdine dermanı sunmaktır. Bu bir gülümseme bir şiir olur bir yazı olur dokunur gönüllere derman için, işte bende kardeşimi böylesine güzel samimi yazılarıyla tanıdım bugünde şiiri için klavyenin başına geçtim.


 GİRİŞ

Bir Çemberden Geçmek İki kızıl şahin uçuyorGöğü çember yaparakAyaklarımın altınaAlıyorum şehriRuhum yırtılıyorBuruşuk bir kâğıt gibiRuhumAlev alev yanmakta Kardeşim aşkla başlıyor, zaten alem, Alemlere Rahmet Peygamberin aşkıyla yaratılmadı mı, aştan daha güzel ne var bu alemde? Hiçbir şey…İki kızıl şahin uçuyor bu nedir kardeşim son kıtalarda açıklamış. Ölümü öldüren aşkSevmekİki kızıl şahin gibiGöğe ermekSevmekBir çemberden geçmek İki seven aşığın hali iki kızıl şahin gibidir gökyüzünde uçarken sevmelerle yüreği aşkla heyecanla yanar, yandıkça sever, sevdikçe uçar alemde alem olur sonsuzluk alemi alır ötelere cennete taşır.

 İki kızıl şahin uçuyor

Göğü çember yaparak

Ayaklarımın altına

Alıyorum şehri

Ruhum yırtılıyor

Buruşuk bir kâğıt gibi

RuhumAlev alev yanmakta


 İşte seven aşkla gökyüzünde heyecanla ufka sonsuzluğa uçan iki insan, geçmişte komşu olmanın zevkine mutluluğuna aşka komşu olmasının aşkıyla seven o güzel insanların hali de ortada kardeşim buraya da atıfta bulunarak. Göğü çemberi yararak sevmekle aşıklar insanlar zorluğu aşarak, düne ve bugüne bakarak alıyor bu köhnemiş içinde sevgi kırıntısı olmayan şehri ruhunu sıkıyor sığamıyor, buruşmuş bir kâğıt gibi ruhu daralarak, alev alev yanmakta.

 Çölü günlerce sallıyor

İçimdeki toz bulutu

Bir kıtlık sarıyor

Köse dağı'nı

Ne kuşa ekmek

Ne sevdama buğday

Gurbet gurbeti çağırıyor

Bir fırıncı hiç durmadan

Ateşe odun atıyor

Şehir yanıyor 

GELİŞME

Aşka sevenlerin yükü ağır olur derken kardeşim, bu alev ve sıkıntı, çölü sallıyor günlerce, içimdeki çölden kalkan toz bulutu, sevmelerle kadir kıymet bilmemelerle kuruturken aşkla sevmelerle yeşertmezken, bir kıtlık sarıyor gönül çölümü Memleketim köse dağını, (Kuzey Anadolu sıra dağları'nın güneye açılan en önemli kollarından biri olan Köse Dağları gerek yükselti gerek uzunluk gerek kapladıkları alan açısından Sivas'ın en önemli dağlarıdır. ... Kuzeyde Kelkit Vadisine doğru yükseltisi hızla azalan Köse Dağları'nın büyük bölümü Karadeniz Bölgesi'nde kalmaktadır. ) ne kuşa bir ekmek atabiliyorum ne sevdamın tarlasında nimet adına aşkımı yetiştiremiyoruz görüyor ve hissediyorum, kabaca sevmeler çıkar ilişkilerini…Gurbet beni gurbette kalan gurbetçisini çağırıyor, bu dünyada yaşamak insanı yıkarken hakka varmayı dilerken, bir fırıncı olan aşk ise daha çok sev sevki cennet bahçende saraylar köşkler olsun diyerek yakıyor gönül şehir yanıyor aşkla sevmelerle.. 

Buralar hep ağaçtı

Diyor babamAğaçtı hep

Şu gördüğün bayırlar

Bin ah ileKöse dağ’ dan

Dökülüyorum

Duman duman

Bulutlardan tütüyor

ÖzlemSımsıcak bir çay

Damağımda hasret oluyor


 Babasından duydukları anlattıklarının aşkla sevmelerle olan güzelliğine hayran kalan kardeşimiz, dün buralar ağaçlıklı sevgiyle yetişir sulanırdı aşkla meyvesini verirdi, bugünse bu güzelliklerden eser kalmamış bin ah ile Köse dağından dökülüyorum, duman duman yanan gönlümün bu güzelliğe kavuşamamasının alevi yakarken dumanım tütüyor. Hasretim özlemle özlemse sımsıcak bir çay lakin şimdi her şey soğuk, bu sıcaklık damağımda hasret oluyor… ÖzlemKime dokunsam sensin

Kimi çağırsa dudaklarım…
Başımın tacı, canım efendim.
Görünmez çığlıklarımı gören
Eğilmez başımı öpensin.
Sen bir deniz derinliğisin
Uslanmak bilmez kederler ülkesi…

Ahmet Hamdi Tanpınar 

Özleyen 

Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,

Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!

Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!

Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,

Hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayalet gibi, ben kaldım o yerde.

 Yahya Kemal Beyatlı 

 Devam edelim kardeşimin şiirine. 

ANA BABA KONUSU 

 Serinlemek istemiştim

Bayım

Su yerine

Serinlemek diyorum

Şimşekleri yutuyor

YağmurSevmek

Sadece ateş

Yağmur ateşe kardeş


 Ana konusu aşk ve insan sevmek ve insanlığın doruklarına zirveye çıkmak için yitirilmiş aşka duyulan özlem. Kardeşim mısralarıyla bunu çok güzel resm etmiş. Kardeşim böylesine güzel aşkı görünce özlemle yanınca serinlemek istemiştim bayım diyor, su yerine özlemlere aşklarla birbirimizi sevmelerle suyun yerine bunlarla serinlemek diyorum, ağlayanların güldüğü, zalimlerin yok olduğu bir dünyada…Yağan yağmur bereket, sevmek sadece ateş olmasın, tatlı tatlı hoşlukla sevmek için adım attırsın kaçmalarla ömrü bitirmeyelim, sevmek ateş tatlı tatlı yakan, yağmursa aşk ateşi söndüren bir mutluluk diyarı, haklısın kardeşim. 


SONUCA DOĞRU BİRKAÇ ADIM 

 Çocukluğum

Asma yapraklarında asılı

Bir boşluk arıyor

Gülüşlerim

Toparlanıyor

Ateş Çöl

Ve duman 

Umut Ekmeğe bölünüyor

 İşte çocukluğum masum halim dünde kaldı o haliyle, asma üzüm yapraklarında asılı kaldı, o kadar böcek yararsız bitler böcekler var ki sığamıyor dalına, sevecek bir gönülde sevenin kalbinde bir boşluk arıyorum girmek yerleşmek için, işte ötelerde aşk ve sevmeler el sallıyor, gülüşlerim kendine geliyor toparlanıyor ateş çöle düşerken aşk yağmurlarıyla sönüp yeniden sevmelerle yanarken yeşeriyor ve duman kaybolurken umut ekmeğe bölünüyor paylaşıyoruz ,paylaştıkça çoğalıyoruz.


 SONUÇ VE SON DURAK

Ağlayan keman susuyor

İnleyen ney

Ölümü öldüren aşk

Sevmekİki kızıl şahin gibi

Göğe ermek

Sevmek

Bir çemberden geçmek

 Şule Meryem Canpolat Şimşek


 Sevdikçe ağlatan keman aşkın şarkılarını şenlik havasında çalıyor, inleyen ney aşkı çalıyor, ölümü öldüren aşk; aşkla sevince aşk ölmez ölen aşkı taşıyan ceset ölüyor aşk hala yaşıyor diyen kardeşim. İki kızıl şahin iki seven gökyüzünde uçarken, etrafında daralan çemberleri aşarak uçuyor, aşkla gönüllerindeki bullür aşkı yeryüzüne ekerken uçuyorlar sonsuzluğa doğru….

ÖLÇÜ VEZİN

Serbest lirik aşk şiiridir

KISACASI


“İnsan hayatında mutlu zamanlar azdır. Hayat insanın çehresine çok kere küçük tebessümler kondurur; ardından bunun karşılığını bitmez tükenmez meşakkatler olarak geri alır. Âşık Veysel’in, “Dünyada tükenmez murat varımış, ne alanı gördüm ne murat gördüm, meşakkatin adını murat koymuşlar…” şeklindeki muhteşem sözleri tam da bu durumu anlatır.” Alıntıdır (Mustafa Öztürk-Karar.com)


 Kardeşimde aynı duygu ve hislerle yazmış bize hissettirmiş yolu açık olsun şiir ve yazılarıyla bizi şiirsiz okunacak yazılarıyla okuyan okurken hisseden duygularıyla olanlardan eylesin, kardeşime teşekkürler ederken sürçü lisan ettik ise af ola, okuyanlar bol ola, insanlar yaşarken aşkla takılsın ola, insanlar aşk ile yola vesselam, selamlarımla.

Mehmet Aluç

26 Mayıs 2021 7-8 dakika 29 denemesi var.
Beğenenler (8)
Yorumlar (11)
  • 2 yıl önce

    Bu da böyle, değişik ve güzel Sn. Mehmet Bey, emeğine sağlık.

  • 2 yıl önce

    Kaleminize sağlık Mehmet Bey, güzel bir analiz, emek işi.. Sevgiyle.

  • Ben Melamet Hırkasını

    Ben melamet hırkasını Kendim giydim eynime Ben melamet hırkasını Kendim giydim eynime Ar u namus şişesini Taşa çaldım kime ne hey, haydar haydar Taşa çaldım kime ne Sofular haram demişler Bu aşkın şarabına Sofular haram demişler Bu aşkın badesine Ben doldurur ben içerim Günah benim kime ne hey, haydar haydar Günah benim kime ne Sofular secde ederler Mescidin mihrabına Sofular secde ederler Mescidin mihrabına Yâr eşiği secdegâhım Yüz sürerim kime ne hey, haydar haydar Yüz sürerim kime ne Gâh çıkarım gökyüzüne Seyrederim âlemi Gâh çıkarım gökyüzüne Seyrederim âlemi Gâh inerim yeryüzüne Seyreyler âlem beni hey, haydar haydar Seyreyler âlem beni Gâh giderim medreseye Ders okurum hak için Gâh giderim medreseye Ders okurum hak için Gâh inerim meyhaneye Dem çekerim aşk için hey, haydar haydar Dem çekerim aşk için Nesimi'ye sorsalar ki Yârin ile hoş musun? Nesimi'ye sorsalar ki Yârin ile hoş musun? Hoş olayım olmayayım O yâr benim kime ne hey, haydar haydar O yâr benim kime ne

  • Yazdığı analiz ya da eskiden şerh derdik, yürekten döküldüğü belli olan, emek işi yazının her satırında ruhumu gezdirdim Mehmet Hocam! Hayat zaten derinlikli bir felsefe her yaşattığıyla, ama aşkı derinlemesine tahlil ettiren yazınız, beni başka derinliklere gömdü desem...Yazdıklarım, hislerim, sebep sonuç ilişkilerim sizin anlatımınızla bir film şeridine dönüştü desem yine...Gönlünüz hiç susmasın, çünkü o coştukça, hepimiz için içtikçe susadığımız bir çeşmeye dönüşecek...Sevgiler, selamlar ve sonsuz teşekkürler Mehmet ağabeyim! Eline, yüreğine, emeğine sağlık...

  • Burası ise yüreğimi yakıp yıkan final anlatımlarına denk. Ne güzel yakıp yakıştırmışsın Mehmet ağabey! Bu arada şiirimin düzenlemesinde yine ve yine ve hiç usanmadan yardımlarını esirgemeyen Cemal ağabeyim sana da ayrıca teşekkürler...

    “İnsan hayatında mutlu zamanlar azdır. Hayat insanın çehresine çok kere küçük tebessümler kondurur; ardından bunun karşılığını bitmez tükenmez meşakkatler olarak geri alır. Âşık Veysel’in, “Dünyada tükenmez murat varımış, ne alanı gördüm ne murat gördüm, meşakkatin adını murat koymuşlar…” şeklindeki muhteşem sözleri tam da bu durumu anlatır.” Alıntıdır (Mustafa Öztürk-Karar.com)