Biri Olmak

-Bir günün 48 saat olmasını isteyenler için yazılmıştır.-

Çocukluk hayalleri süslü hayatlarımızı çabuk karalıyoruz.
İstemekten korkmaya mahkûmuz çoğu zaman.
İnsanlardan, hayattan, ruhumuzdan ve Tanrı'dan ne bekliyorsak, ne istiyorsak benliğimizden, az. Kendimizden sıyrıldığımız anlarda ne kadar ucuz olduğumuzu öğreniyoruz. Aşağılık bir hasret duyuyoruz daha güzele karşı. İstiyoruz ve çoğu zaman istememiz bile yetiyor. Ötesi boş hayâl dünyası, geri plân olmazlık, kenarlar uçurum.
Çabuk karalıyoruz çocukluk hayalleri süslü hayatlarımızı.
Çünkü hiçbirimiz istemeyiz aslında deniz kabuğu olmayı, yârin eline düşmedikten sonra. Çiçek, böcek, gömlek olmayı da istemeyiz. Geçmez aklımızdan her ânı dolu olsa hayatımız içimizdeki o kırık dökük taş bebek.
Biz yaşamamayı seviyoruz. Yaşıyorsak, bari bir gün kendimize, bir gün başkasına...
"Doğacak günler için gökten âyet inmedi bize!" diyor Nâzım Hikmet, "Onu biz kendimiz vaat ettik kendimize." Her durumda böyle...
Hiçbir felaket için sûremiz yok bizim. Hiçbir sevincimize peygamber göndermez. Bir de yalakalarımızın olmaması durumu...
Adını zikretmesem de içimde anıyorum. O'ndan korkmuyorum, O'nu seviyorum.
Ama anlatılmaz işte, çocukken onu hep 'koruyan' addetmek. İnanmıyorlar çocukluğumuza.
"Bizi cehenneme niye atsın ki?" diyoruz, "Bunu İblis söyletir!" öfkesi duruyor karşımızda.
Ben bir kadına yalnızsam sarılırım. Benliğimi onun benliğiyle bir etmek ümidiyle değer elim bedenine onun.
Hiçbir aşk günah değildir.
Ama kimse benim inandığıma inanmıyor. Kime sarılsam bir günahı paylaşıyoruz. Yalnızım. Beni niye cehenneme atsın ki?
Belki de gerçekten bunu İblis söyletiyor. Yani biz sevdikçe, güzel düşündükçe günahkâr oluyoruz bugün. Güzel düşünmeyeceksin! Sevmeyeceksin!
1000 yıl önceki Tanrı şimdi yok anlayacağınız.
Ve biz yalnızız.
Kim anlatıyor bunları bize? Kim söylüyor bu yalanları?
Hem zaten umurumuzda mı, şair ve/veya yazarsak? Biz bizim gibi olmayanlara acıyoruz biraz sanırım. Bizim gibi olmalarını istemiyoruz. Ama az da olsa görsünler etraflarını, gördüklerini anlasınlar üstelik, ama başkalarının söylediği gibi değil, kendi isteklerince. Biz sadece söyleyelim.
Denemiyorum ben şimdi.
Sadece bir gün 48 saat değil ve 24 saatte hem biri olmaya çalışmalı, hem hayattan hayatıma geçmeli, hem de yazdığım karakter olup onu yaşamalıyım.
Biri olmak zor iş...
Kime göre? Neye göre?

29 Temmuz 2010 2-3 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    çok hoş anlamlar taşıyan bir denemeydi...içten ve gelişigüzel yazılmış ama beğeni alabilecek nitelikte....dua ile kalın...tebriklerimle...