Boş Valiz

Bir şehirde iki yabancı... Yürürken aklı boş yüreği devrik şiir gibiydiler.Yalnızlığı koluna kim taksa yarası kanardı birden bire. Ne çok bakış ne çok ayak izi vardı üzerinde.Kimi kahbe, kimi kör. Eski zamanların birinden çıkıp gelmişti yine. Saçlarında ağaran yıllar,elinde boş valizi, içinde kırık dökük hatıralar...Uzak bir şehire özlem mi ,yoksa kendinden kaçış mı? Uzaklara taşan Martı kanadında göğü ve denizi yırtan özgürlük narası mı?. Evet! Belkide özgürlük ve mutluluk adına terk edilen bir sevda sürüklemişti O'nu yalnızların şehrine. Gittiğinde dönmeyi, kaldığında gitmeyi hiç düsünmemişti.Yollara düşer düşmez anlamıştı aslında,ardına baktığı anda başlayacak ayrılık sancısını. Yüreğinde taşıdığı her şeyi teker teker bırakmalıydı.Bu yolda, tek molası inecekler için sadece durak olmalıydı .Yoksa... canı çok yanacaktı. Yalnız çıkmalıydı bu yolculuğa ,kimsecikler olmadan.Aklı, yüreği ve elleri hür.Batan gemi gibi yüreğinde barınan kim varsa ardında bırakmalıydı. Peki ya önce kimi ?Elbette en çok canını yakan ,sevdası diken olup batan sevgiliyi.Önce gözlerini bıraktı ,sonra ellerini ve en son yüreğini.Bakmaya kıyamadığı gözleri toprağa,tutmaya kıyamadığı elleri kaleme ,sevmeye doyamadığı yüreği şiirlerine gömmeliydi. Yanına kefen yerine boş bir kağıt alıp yarası kanadıkca gözyaşlarıyla yazıp, üzerine sermeliydi.

İşte vakit geldi!

Mutluluğa dair ne varsa valizine koyup gitmeliydi.
Ne az gitti, ne de uz...Ne yakına ,ne de uzağa.Ama gönül bu ya, ardında kimi bıraktıysa şimdilerde gönlü babalar dağında...Aradan geçen zaman herkesi eskitmişti.Eskimeyen tek şeyse umutlarını koyduğu boş valiziydi.Ama umutları çoktan tükenmişti.

Ama dönmeliydi!

Ayak izlerine basarak dönerken yolda kaybolmuş çocuk gibiydi.Her attığı adımda ayaklarına batan sözler dikenliydi.Bir an annesi geldi hayaline.Zor yürüyen ayakları, sözleri yorgun, bakışları hüzünlü annesi.Babası geldi dokundu yüreğine ve çocukluğundan aldığı bir kaç cümle bıraktı geçmişten bu güne.Sonra kızlarını düşündü...Kızlarına baktığında gördüğü evlilik hatırasını...Verdikçe tuttuğu sözlerini düşünüyordu.Keşke birini tutmasaydı da dönmeye yüzü olsaydı.
''Her yolculuk bir dönüştür aslında'' derdi.Arayışın sonunda hep kendine çıkan yolculuk.Bazen çok şey kaybedersiniz bu yolda.En son gidecekler, en başta giderler.Sonra geriye kalan binlerce keşke olurdu
Ayaklarını düğümleyen düşünceleri iki adım geri bir adım ileri gidiyordu.
Ardından bir el onu yüreğindeki uçurumdan itince düştüğü yer başka yüreklerdi.Uzun zamandır ağlamayan gözlerini sildi.Kalbi sızlamaz,yüreği titremez olmuştu .Kimi düşünse içine ne mutluluk nede hüznün yeri yoktu sanki.Her şeyi kaybetmeye hazırlamıştı yüreğini.En çokta sevdiklerini.Neden mi artık üzülmeye dayanacak yüreğini yitirmişti.
Elinde bir bilet vardı.Yolda kaldığı bir günde son biletini veren sevdasının bileti.Artık bu bileti kullanma vaktiydi.Buda onun son biletiydi.

Ayak izlerini
Gölgesini
Eskimeyen dostu kalemini
Boş valizine koydu
Son kez yalnızlığını adadığı şehre
hayran ve ağlamaklı baktı.
Artık bu şehri
martılara bırakma vakti gelmişti
Ardında kalanları
Yüreğinden kopanları hatırladı birden
Elinden düşürmediği sigarayı denize attı
İçinde ki eski anıları birden kanadı
Zeyra'sı geldi gözünün önüne
Sigarayı attığını görse
Çiçek açardı yüzünde
Ama dönmek gitmekten daha zordu
Hele ki ardına bile bakmadan gidebilene


Ama dönmeliydi!
Yine ardına bakmadan gittiği gibi
''Elveda'' demeliydi bu şehre
yüreğinde kim varsa
hepsini toplamıştı mutluluk hanesinde
Korkuyordu
Yeri boş muydu?
Kim bıraktığı yerdeydi?

Üşüdü birden gece pek soğuktu.Ayaklarına kadar çektiği pike bedenini sarmaya yetmedi.Yanında mink bedeniyle yatan evin küçük kedisi Zeynep'i üzerine yorgan gibi serilmişti.Pamuk şekeri kızı da yanağına ellerini koymuş yanı başında uyuya kalmıştı.İçi öyle derinden sızladı ki gördüğü rüyanın sızısını çok derinden hissetti.Silkelendi ve kendine geldi.Yanına uzanan kim varsa yüreğinden çıkmayacak şekilde gönlüne koydu.

Uyan artık...Uyan diyen sözler şimdilerde kulağında çınlar durur.
Zamanı geçmeden uyanmalı bu güne.
Dün bitti.
Yarın gelmedi
En güzel an şu an ve kıymetini bilmeliydi.

26 Eylül 2017 4-5 dakika 8 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 6 yıl önce

    Hiç sıkılmadan okunan akıcı bir yazıydı.

    Tebriklerimle

  • Teşekkürlerimle. Gönül mısralarımda yeniden buluşmak dileğiyle