Boşluğun Ölçülemeyen Etkileri

Bir fıçının üzerine yerleştirilen bir düzenekle fıçının içindeki havayı boşalttığımızda, bir süre sona fıçının büyük bir basınçla yanlardan çöktüğünü görürüz.

Bu, dışarıdan hiçbir güç/kuvvet uygulamaksızın, fıçının içindeki boşluğun etkisi ile oluşan bir olgudur. Buna havanın basıncını kanıtlayan bir olgu da dense de, dikkat çekmek istediğim şey, önemli olanın bidonun içindeki havanın boşluğunun ortaya çıkardığı etkidir. Çünkü olayımızda dış ortamda bir değişim olmamış her şey (ceteris paribüs) değişmeden kalmıştır. Yani atmosfer basıncı değişmeksizin, aynı kalmıştır. Değişen fıçının içindeki atmosfer yoğunluğu, yani havanın miktarıdır. Fıçının yanlardan büzüşmesi ise yoğunluk farkından kaynaklanan atmosfer basıncı ile olmuştur. Fıçının içindeki havayı ne kadar çok boşaltırsak, fıçıdaki bükülme o kadar çok olacak ve silindirik fıçı nerede ise aynı düzlemde bir kağıt parçası haline dönüşecektir. Bu boşluğun daha az ve/veya çok olması fıçının uğradığı değişimin göstergesi olacaktır.

Aynı şekilde, uzaydaki çok sayıda kara delikler de içine aldığı cisimleri yok etmektedir. O kara delikler de birer boşluktur. O boşluklar da fıçı deneyinde görüldüğü gibi etkisine aldığı varlıkları yok etmektedir.

Bu fiziksel olay ve/veya olguları toplumların günlük yaşamlarına uyarlamayı düşündünüz mü hiç!?

Bilimden uzaklaşmış, geri çağların etkisinden kurtulamamış, çağa ayak uyduramamış kesimlerin, çağdaş olanların uydusu, sömürgesi ve oyuncağı olduklarını hemen herkes biliyordur sanırım!

Yağmurun dua ile yağacağı düşüncesi ile ağaçlarını keserek tüketmiş, ormanlarını ve yer altı ve üstü su kaynaklarını yok etmiş, suyu gerektiği şekilde kullanmamış toplumların her gün yağmur duasına çıkması ile yağmur yağacağını düşünmüyorsunuz sanım..!

Üfürükçü hocalara, şeyhlere/şıhlara kurşun döktürme ile okunma ile muska yazma ile büyü yaptırma ile işlerinin, durumunun düzeleceğini beklemenin ham hayal olduğunu söylemeye gerek yok sanırım!

Ulusal benliğini, dilini, özgürlüğünü, egemenliğini, bağımsızlığını koruyamamış, yani toplumun içini boşaltmış ülkelerin de dik duramayan boş çuval gibi yıkıldıkları, yıkılacağı açıktır!

Orta Asya’ da kurulan Türk Devletlerine bakın, zamanla Arap egemenliğine girmiş, dilini bile Araplaştırmış olanların hangisi ayakta kalmıştır!? O Türk devletleri İslamiyet’ in özünü kaybedip, zamanla dini kendi çıkarları için bir yerlerinden eğip bükerek, değiştirerek, Kur’ an’ ın anlattıklarını, anlamını, önemini yozlaştırmış kimi yöneticilerin etkisinde kalmışlar ve yok olup gitmişlerdir!

Öyle olmasaydı kurucu Ulu Önder Büyük Atatürk’ümüz, tekke ve zaviyeleri kapatır mıydı!? ”Bir gün benim söylediklerimle bilim çelişirse, bilimi seçiniz!” “Benim size bırakacağım tek mirasım bilimdir!” der miydi!?

Havası boşalmış lastikle taşıt aracı sürülür mü, nereye kadar, sonucu ne olur!?

Okulları olmayan, olsa da yeterli, çağdaş eğitim ve öğretim vermeyen ülkelerin yetiştireceği kuşakların nasıl olabileceğini söylemeye gerek yok sanırım.!

Yine yazım/şiir, resim, yontu, bale, müzik gibi sanatsal ögeler barındırmayan toplumların diğer toplumlara göre daha geride kaldıkları hemen herkes tarafından gözlemlenmektedir..!

Yüce Atatürk, “Sanatsız kalmış ulusların hayat damarlarından biri kopmuş gibidir!” demiştir.

Yukarıda sıralanan kavramlar, ülke ve ulusların olmazsa olmaz varlık koşullarıdırlar. Bu koşullara göre diyebiliriz ki, yönetim güç iştir! Ehil ellerde, liyakatli kişilerde olması gerektir.

Fıçının içindeki havanın olmayışı, boşluğu fıçının yapısının değişmesine, bükülmesine, düz bir kağıt gibi olmasına neden olmuştur.

Uzay boşluğundaki kara deliklerin, fıçının boşluğunun etkileri ölçülememektedir! Bunların etkilerinin ise o boşluğu yaratan, yönetenlerin gücü ile sınırlı olduğu gibi ülkelerin yıkılması ya da çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkması da o ülkenin yöneticileri ile doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır.

Bu kişiler içi boş çuval gibi olurlarsa, kendileri ile birlikte yönettiği ülkeleri de yıkılmaya mahkumdur!

16 Nisan 2021 4-5 dakika 14 denemesi var.
Beğenenler (7)
Yorumlar (3)
  • 3 yıl önce

    Ne denir "boş çuval dik durmaz". Kaleminize sağlık, sevgiyle.

  • 3 yıl önce

    Kutlarım Ahmet hocam, selamlar, saygılar.

  • 3 yıl önce

    Güzel bir yazı Kutlarım Sayın Emer