Boşluk

Sırf kalp kırmamak, kendime yakışanı yapmak için cevap veremediğim herkes kendini haklı zannetti…
DOSTOYEVSKİ.


2009 yılının günlerinin birinde bir blog yazarı ismi lazım değil bir şiirimi almış ve sayfasına koymuş.  İnternette tesadüfen gezmeye çıkmış ve şiirimi orada görünce çok kızmış günler sonra da şiirime yazılan yorumların altına Dostoyevskice olmasa da Stefan Zweıg gibi küçük bir yazı yazmıştım. Yorumlarından anladığım kadarıyla hepsi kadındı. Yine günler sonra pek kibarca; tarafımdan izin alınmadığı için şiirimin oradan kaldırılmasını rica etmiştim ama daha ileriki zamanlarda blog sahibiyle karşılıklı yazışırken yazdıklarının arasından şöyle bir cümlenin çıktığını gördüm; Sayfama giren hiç bir yazı-yorum kaldırılmaz o artık buranındır.  Bundan sonra yıllarca süren karşılıklı yazışmalarımız oldu. Kendisini hiç görmedim. O yazışmalarımız sırasında şu işe bakın ki kendimin çok cahil hatta donanımsız hissettiğim anlarda oldu ki bunu da araya giren öteki yorumculardan anlamıştım. Belki de hepsi yazardı oradakilerin ve yazdıklarıma kıçlarıyla gülmüşde olabilirlerdi. İşin garibi alışmıştım o blogta yazmaya. Sanki sahibi benmişim gibi bir durum gelip yerleşmişti içime. Tabii faydaları da oldu. En önemlilerden biri kötü alışkanlıklarımdan sadece biri olan açık-saçık kısa filmleri izlemeyi bırakmıştım. Uslu olmuştum. Fırlatmalık yapmıyordum yani...

O blog kayboldu. Döner diye bekledim ama yüzlerce yazımla toz oldu. Sayfama giren hiç bir yazı-yorum kaldırılmaz durumu gerçekleşti. 

Boşluğa düştüm.

Bu düşüş burada da oldu kibar uyarıcılar tarafından. Sıkılıyorum. Her sabah yazılarına alıştığım bir insanı okuyordum ne güzel. Sayenizde kötü alışkanlıklarıma yeniden dönmeme ramak kaldı. Mutlu musunuz? Mutlusunuzdur eminim...Ben değilim çünkü.






06 Ekim 2022 1-2 dakika 181 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (4)
  • 18 ay önce

    Merhabalar Necmi Bey, Sürekli 'ben' söz konusu olunca ister istemez yazma gereği hissediyorum. Keşke bu konu bu kadar ve daha fazla uzamasa. Edebiyat'la com sitesinde on iki yıldır yazıyorum. Açıkçası denemelerim günün yazısı, şiirlerim günün şiiri, hikayelerim de günün yazısı seçildi defalarca. Haliyle böyle olunca Edebiyatla'nın eski adıyla siirkolik'in yazarlarının kıymetini bilen bir platform olduğunu düşündürdü bana bu durum. Sadece siz de değil; birkaç üye ve aynı zamanda yazar arkadaşlarım da yazılarıma yorum yapıp sitenin en iyi deneme yazarlarından biri olduğumu söyleyince kıymet bilinir bir yerde olduğumu düşündüm. Diğer sitelerden vazgeçmeme rağmen burada kadir kıymet bilir, hakkıyla yazarlarını savunur insanlar görünce on iki yıl boyunca hiç bırakmadım. Ara ara ara versem de... Kendimi hep burada buldum. Uğur Bey'in denememe yapmış olduğu eleştiriye hiç gücenmedim, inanın. Sert bir dili de yoktu. Olması gerektiği gibi eleştirisini yazmıştı, kaldı ki Uğur Bey'in de yazılarıma olumlu yorumlar yaptığı olmuştu. Benim, buradaki amacın başka yollara gittiğini düşündüğüm daha doğrusu düşünmeme sebebiyet veren durum; hanımefendinin yorumuydu. Size yazdığı yorumda "benden daha iyi yazarlar" vurgusuna dikkat çekmişti. Bir site yöneticisi artı yazar kimliği altında yazan birinin kayırmadan hiç kimseyi incitmeden o mu daha iyi ben mi çağrısı yapılmasına sebep olmadan böyle bir cümle kurması gerekir; bence. "Necmi Bey, Dilara Hanım gibi, Dilara Hanım'ın değerinde güzel eserler veren arkadaşlarımız da yok mu? Biraz onların da yazılarını görseniz..." gibi bir yorum. Kimseyi incitmeye kalkmadan ve başka anlamlara sebebiyet vermeden. Burada hem yazar kimliğim küçültüldü, hem sizin bana yapmış olduğunuz yorumlara farklı anlamlar getirilmeye çalışıldı, üstelik kendimi savunma gereği hissettiğim için hanımefendi "zevzeklik yeri değil burası" gibi absürt bir yorum yaptı. Site yöneticisi olmak insanları yermek ve insanlara aklınıza ilk geleni söylemek yeri değil, hiçbir zaman. Burası şiirkolik olduğu zamanlar da buradaydım, Işın Bey buraya hâkim olduğu zamanlarda da... On iki sene boyunca buradaki hiçbir arkadaştan, hiçbir üyeden ya da yöneticiden böyle had aşan bir yorum almadım. O an, kıymet bilinir bir yer olduğu ile ilgili beni yanılgıya düşürdü hanımefendi. Bu yüzden yazmamak kararı aldım. Çünkü biz burada Edebi yönden söyleşiyor, birbirimize kalbimizi açıyoruz bir bakıma. Bir forum sitesi değil, bir sohbet sitesi değil; gönüldaşların bir arada bulunduğu saygın bir platform. Ayaklar altına alınmazsa... Hakkımdaki bu son yazısınıza ve olanlara açıklık getirmek istedim. Küçültülmeye ve saygınlığın aşılmaya çalışıldığı hiçbir yer Edebi bir yer değildir bana göre. Edebiyat söyleşisini hak eden bir platform da değildir. Uyarı adı altında insanlara kinimizi kustuğumuz bir yer Edebiyat söyleşilerinin olduğu bir yere yakışmaz. Yazılarımı okumak istediğinizi belirtmişsiniz, Google'da yazılarımı bulup okumak isteğinizi bastırabilirsiniz her zaman ve size naçizane bir önerim; başkalarının kusurları sizi siz olmaktan alıkoymasın. Kötü alışkanlıklar eğer yanlış adımlar ve yanlış söylemler yüzünden atılacaksa bu size yakışmaz. Şimdiye kadar yazılarıma yaptığınız incelikli yorumlarınız için teşekkür ederim. Edebiyat'la kalın... Saygılarımla.

  • 18 ay önce

    İncelik göstermiş ve bu metni yapmışsınız. Teşekkür ederim.

    Bu yazıyı Şehrin uzak bir bölgesinde alışkın olmadığım bir telefon aracıyla yazmak zor.

    Kendimi ifade edemem. Zorunlu da değilim. Üstelik Zevzeklik yapmamda sakıncalı olduğuna göre sözüm kalmıyor. Bana kalırsa Edebiyat yaptıkları da yok. Anca ahkam keserler.Benim anladığım Edebiyat değil onların ki. Her neyse.

    Yazılarınızı elbette okuyorum. Onlar sözcüklere takla attırmasını bilmiyorlar. Bu gün bir şiir yorumunda da belirttim bunu. Güvercinler takla atarlar. Ama onlar bilmezler o tarlaların dilini.

    Esenlikle kalın...

  • 18 ay önce

    Telefonla bu kadar becerebildim. Bazı hatalar var...Kusuruma bakmayın..

  • 18 ay önce

    Olayları bir üyenin yazınız altın yapmış olduğu bir yorumdan yola çıkarak başka bir üyenin karşı savunmaya geçip site yönetimini eleştirmesi ve hatta hakaret boyutuna vardırması sonrada içeriğini boşaltması ne kadar doğru ise bize doğan cevap hakkını kullanmamız da o kadar doğru ki aynı hatayı siz hanımefendi de yaptınız.Burası edebiyat sitesi sizin edebi kimliğinizi beğenen de olur beğenmeyen de abartı ya gerek yok ayrıca da sitemizde çok değerli kalemler de var ki okuma zahmetinde bulunup yorum yazdığınızı hiç görmedim yani siz bir ayrıcalık değilsiniz sitede yazarsınız yazmazsınız o sizin tercihiniz size yapılmasını istemediğiniz şeyi başkasına yaparsanız bu adil olmaz önce olayların başlangıcını irdeleyip kendi yanlışlarınızı görün sonra bizim yanlışlara sıra gelsin deneme sahibini uzatmaması konusunda uyarsam da hala devam ediyor o zaman biz de devam ederiz buyurun sayfa sizin