Bu Kahve Size Dokunmaz

Bu Kahve Sizlere Dokunmaz

Genç adam ,köyündeki camiye öğle namazını kılmak üzere gider. Çıkışta yeni almış olduğu ayakkabılarını bulamaz. Çevredekiler bilirler ama söylemezler kimin çaldığını ,üstüne üstlük bir de “dana yemiştir” diyerek alay ederler.

Genç adam söylenir :

Bayındır Bayındır

İnsanları hayındır,

Dana pabuç yemez ama,

Bu da bize bir oyundur.

Genç de alır çıkısını ve düşer o kızgınlıkla yollara … Az gider uz gider. Dereleri tepeleri aşar, sonunda şirin mi şirin bir köye varır. Eski püskü bir evin yanındaki ağacın altına oturur ve çıkınını açar. Başlar çökelek ile bezdirmesini yemeye…

Erik ağacının üstünde bir genç kız vardır .Kız genci görmemektedir :

-İbrişim örmüyorlar oy oy ,sevmişim vermiyorlar oyy oyy şarkısının söylemektedir:

Şaşkınlıkla bir an durup ağacın altında kendisine bakan genç adamı fark edince ,ağacın üstünden taraçaya atlar ve aşağı seslenir:

-Bahçelerde hurmayım yeşil başlı turnayım

Genç , adamakıllı yorgundur ve gayri ihtiyari cevap verir:

-Senden başka seversem gençliğime doymayayım.

Akça Kız, bu gencin kim olduğunu bilmediğinden ve maninin devamını söylemesinden dolayı susar.

Bunun üzerine oğlan sitem eder ve şu maniyi söyler :

Off çaktım çaktım yanmadı

Gâvur kızı sözüme kanmadı

Akça Kız:

Oğlan oğlan a oğlan taş uzaktan gelmezmiş.

Ben güzel Anadolu’nun Akça kızıyım

Nerden gelir nere gidersin ?Buraları nerden bilirsin ?

İn misin cin misin?

OĞLAN :

Dilim dilim

Arkama giydirdin kilim

Olasın dilim dilim

Ne inim ne cinim ;ben de senin gibi bir insanım

Gökçe Yiğit derler adıma

KIZ :

Yediğin içtiğin senin olsun, Gördüklerini anlat bakalım Gökçe Yiğit.

Gökçe Yiğit:

Adıma derler Gökçe Yiğit Yalınayak başı kabak düştüm yollara,

Gördüm yuvarlanan acayip bir kaya

Dağdan gelir takla makla aman abla beni sakla …

Akça Kız:

Sen bu civarların Kocaoğlanını görmüşsün.

Gökçe Yiğit :

Kocaoğlan mı ?

Bu bilmece mi zor , a şaşkın . Bizim köyde bu sorunun cevabı “Kocaoğlan” Hani balı çok sever.

Gökçe Yiğit : Tamam

AKÇA KIZ:

Sen bil bakalım :

Dağdan gelir sekerek kara üzüm dökerek

Gökçe Yiğit :

“Keçi” bilmeyecek ne var ?

AKÇA KIZ: Peki ,tamamla bakalım :

Bahçelerde börülce

Gökçe Yiğit: Oynar gelin görümce

K:Tamam peki :

Akça Kız :Bahçelerde sarmaşık,

Gökçe Yiğit: Ben oldum sarmadan aşık

Akça Kız : Hop hop dur bakalım . Al sana bir bilmece daha :

Dağdan gelir taştan gelir bir kükremiş aslan gelir ?

Gökçe Yiğit : “Sel”

Akça Kız : Bildin Doğru . Unutma bunu :

Yeni testi soğuk tutarmış suyu,

Bir kitap aldım elime ,deydi annemin diline

Benim terlik senin çorba içinde , senin tavuk benim torba içinde

Gelin yatar telli yorgan içinde…

Heyyy !

Leblebiyi kavuran, dumanını savuran

Bilir misin o zaman

Ana başta taç imiş

Her derde ilaç imiş

Bir evlat pîr olsa da

Anaya muhtaç imiş

-- Hımmm öyle

Ne düşünüp durursun ?

--Hiççççç

Demem o ki !

Ayağını sıcak tut başını serin

Kendine bir iş bul düşünme derin

Neden üzülüp durursun ?

Ne bileyim bilmem

Bilsem de demem

Kız:

Ay ellerim ay ellerim

Bu gidişle ben

Tittirpost düşeceğim ağaçtan der ve iner aşağıya.

Ah benim mor çiçeğim /

Sen doldur ben içeyim

Yemek buldun mu ye/

Dayak buldun mu kaç

Sıra sıra siniler ,hasta olan iniler

Aldı gitti yârimi ,denizdeki gemiler şeklindeki türkü sözlerini de Akça Kız dalgınlıkla söyleyivermiş. Bir de bakmış ki oğlan yorgunluktan uyuyakalmış.

Bizim Akça kız başlamış ninniye:

Ninni desem dağlar uyur / Dağlarda laleler büyür

Benim yavrum şimdi uyur / Ninni bebek ee ninni

Gökçe Yiğit uyurken Akça Kız bir fincan kahve ve su ile yanına gelmiş . Kahve buram buram kokuyormuş.

Anadolu’nun hemen her yerinde ; “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” derler. Kız kahveyi bırakır ve gider.

Gökçe Yiğit uyanır ,yanında kız yerine bir fincan kahve vardır.

Aya bak yıldıza bak

Suya giden kıza bak

Kız Allah'ın seversen

Dön biraz da bana bak

manisini söyleyerek bakınır çevresine ancak Akça Kız orada değildir.

Akşam olmuştur. Aklına annesinin söylediği “El yatar ellez oturur” sözü gelir. Gecenin bir vakti tek başına tanımadığı bir köyde durduğu için.

Gökçe Yiğit :

Aya baktım ay beyaz

Bu kız bize yaramaz

diyerek yeniden uykuya dalar.

Atalarımız; Boğulacaksan büyük denizde boğul” derler. Bilmezler Bir gün olup Akça Kız ile Gökçe Yiğit yine bir araya gelmişler midir ? Maniler söylemişler midir ?Ancak Atalarımızın söylediği maniler, ninniler ,atasözleri ve bilmeceler okur-yazarlarımız sayesinde dilden dile yayılacaktır. O kadar büyük bir denizdir ki Atasözlerimiz,mani ,ninni ,bilmeceler ve türkülerimizin o anlam dolu büyük denizini yüzmek, yazmak ve ders almak her birimize nasip olur umarım.

Halide Edip AVCI

19.06.2025/ 22: 07

19 Ağustos 2025 5-6 dakika 46 denemesi var.
Yorumlar