Bu Kent

Şehrin pislikleri, oluk tıkar. Sevişme kalıntıları, şıllık çığlıklar, orospu kahkahaları, kıskanç adamın naraları. Basar koluna jileti, derinden alsın yarayı diye, arka mahalle delikanlısı. İspat gerek yiğide, öyle öğrendi geçmişte da bağırır onlar gibi, onlara benzemez acısı gece kahkahalarına karışır ..Sonrası nezarethane, orospu çocuğu düştü aynasıza der, az önce kadına ana avrat çakan dürzü..

Sonra, sevgiliyi aradım sol tarafımda, yoktu, uyuştu kolum. Kolumun üzerinde uyurdu, yoktu.. Hani, anlık bir an işte, öyle kaskatı kesilmek gibi bir şey bu. Her sorgu sonrası giderdi sevgili.. Acımasız düzen, ne varsa alıyordu..

Bir başka ,bir başka an;

Kolumda ki saatle duvarda ki saat yarış halinde.. Aralarında beş dakika fark var, hangisi ileride hangisi geride bana ne. Onları ben kurmadım, umurumda da değiller. Hiç bir vakti geri almadım. Kış saati ya da yaz saati, benim saatim hep aynı kaldı. Kışın bir saat geride yazın bir saat ileride.

12 Nisan 2014 30-60sn 10 denemesi var.
Yorumlar