Değiştiremezsiniz

Bundan iki yıl önce çok güzel bir koltuk bulmuştum. Üzerine oturup çay kahve keyfi yapabilmek için can atıyordum. Ağustosun cehennem sıcağında, onu kapıdan geçirebilmek için ecel terleri döktüm. Yeğenlerimi çağırdım; yan çevirdik, dik çevirdik ama bir türlü kapıdan geçiremedik. Pencerelerde korkuluk vardı, oradan da sokamazdım. Giriş katta oturduğum için balkonum da yoktu üstelik kiracıydım, eve zarar vermek de istemiyordum.

Önümde iki yol vardı: Ya koltuktan vazgeçecektim ya da kapıyı, pencereyi kırıp onu içeri alacaktım. Ben birincisini seçtim, var olan düzeni kırıp dökmek yerine, yenisinden vazgeçmenin en doğru karar olduğuna inanmıştım.

Bazı ilişkilerde de durum aynıdır, değerli kardeşlerim. “Olmuyorsa olmuyordur.” Değiştiremezsiniz. Gülü dikene çeviremeyeceğiniz gibi, dikeni de güle çeviremezsiniz. İsterseniz kırk yıllık arkadaşınız, isterseniz kırk yıllık eşiniz olsun… Bir noktadan sonra “limitiniz dolmuş ya da doldurulmuşsa,” o ilişkiden artık hayır beklemeyin; sevdikçe sevginiz azalır, mutlu etmeye çalıştıkça sağlığınızdan olursunuz.

“El âlem ne der?”, “Allah ne der?”, “Peygamber ne der?”, “Kitap ne der?”, “Yasalar ne der?”, “Vicdanım ne der?” diye sormamız gerekirken, biz genelde sadece “el âlem ne der?”in peşinden gideriz. Oysa el âlem her zaman bizim iyiliğimizi istemez. Kim ne derse desin, doğru bildiğiniz yolda,tek başınıza da olsa, yürüyün ki yanlış çıktığında başkalarını suçlamayasınız!

Ne güzel söylemiş Aristo:

“Bir taşı on bin defa da havaya atsan, uçmayı öğretemezsin.”

Ne başkasını değiştirebilirsiniz, ne de bir noktadan sonra kendinizi...

03 Ağustos 2025 1-2 dakika 324 denemesi var.
Yorumlar