Dönüşüm

Kalbimin ödemesini yaptım; ücretini ödedim, hiçbir bağlılığım ve hiçbir bağımlılığım kalmadı. Hiçbir şeyin ötesinde ve hiç kimseye… Yıldızlarını çaldığım gökyüzünün kalbimde saklı kalan o emanet yıldızını da teslim ettim. Hakkım, ezilmek pahasına bir ezişe kurban gitse de kabul ettim. Sözlerimin ay berraklığındaki gibi ve öyle derin; korkusuz uçabilmeyi öğrettiği kanatlarımın tırtıl oluşundaki o ilk samimiyeti gibi bıraktım kalbimi ortaya. Gözlerimin öz suyuyla yıkadım mutluluk tenini, kesesini attım hırpalandığım zamanlara…

Kalbimin cesaretini teslim ettim alıcısına; korkusuz acılarımın kuyruk acılı geçmişine bir format attım.

Hiçbir zalim bekleyişi olmadı o günden sonra. Çünkü beklemek, hayatın mayasından çalmaktır.

Balından vermemektir arıya; emeğini çöpe atmaktır.

Kalbimin sadeliklerle dolu yaşamını istifledim, gözyaşımın zulüm kesesinden arttırıp hayata bağışladığım acılarına bir küçük şeker attım. Tatsız, tuzsuz bitmesin çocuksuluklarım…

Şimdi yeni bir kalp ile dönebilirim. Başlayabilirim olumlu fırtınasından kaderimin.

Şimdi güneşe söz geçirebilirim, yeniden ve hep ona doğru…

A4 kâğıdıyla başlattığım anlaşmamın imzasını atıp A5’li bir kitap yazabilirim umutlara.

Sayfanın kaçıncı kederinde olursa olsun bana hep mutluluk diyerek okunur.

Sen de öyle bakma haydi, herkesin mutlu olması gerektiği gibi sen de buna layıksın.

Gölgemin buruk gidişi…

Bana ayna, sana duvar değil sözlerim. Giderken seninle bütün hesaplarımı kapattım.

Aşksız, acılı ve acısız her günün keder dosyası kapatıldı.

Yalnız bir ben değilim.

Eller sallanıyor gidişi dünden veda kokan yâre…

Bir değil, iki el hem de…

Çünkü her gün benden giden, bütün uzvuyla bitmeli aşkta.

Bedenimin kıvrımları onsuzlukta dans ediyor.

Şimdi affettim.

Geçmişimle ve kendimin en derin vaziyetinde yine kendimle hiçbir hesabım kalmadı.

Köfte ikram etti hayat, bunca pahalılıkta ucuz bir ikram da değil hani bu.

Garsonun hüzün acıkan bakışlarına ikram buyurdum ben de.

Çünkü ben bir daha aynı masada oturmayacaktım.

Sandalye beni özler ve görmek ister diye hüzünlü bedenimin çeyrek asırda unutulmayışını çizdim.

Şimdi bir de iyi bir ressamım işte.

Kalbimin kendisiyle hiçbir derdi kalmadı, devalara muhteşemim.

Sevgi sonbaharı sarı yapraklarından salınıyor.

Kurtlar sofrasında aşkı yemiyor artık acılarım…

23 Eylül 2021 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)
  • 2 yıl önce

    "Gözlerimin öz suyuyla yıkadım mutluluk tenini, kesesini attım hırpalandığım zamanlara…" şiirsellikle bütünlenen ne güzel bir anlatım. Ki çoğu şiir başlığı altında olmayan bir durum maalesef. Kutlarım kaleminizi.