Eller Yukarı

Eller yukarı, ben o vadisi olan dizi. Şimdi geç otur şu koltuğa ve nefes bile almadan beni seyret, küçük ya da büyük abdestini yapmak için tuvalete bile gitme. Artık beynini ve ruhunu ele geçirdim senin. Ben bittiğim zaman ancak serbest kalabilirsin. Ne kadar bana bağlı olduğunu biliyorum. Sen bana bağlılığını gösterdin. Süleyman Çakır karakterine bile cenaze namazı düzenledin gıyabında. Hayal kahramanı olsa da her ne kadar, yine de sen ona bağlılığını gösterdin aslansın sen, hatta kaplansın. Her bölümde yüzlerce figüran yaralansa, ölse bile, adı üstünde işte onlar figüran, çocukların ve diğer insanların bilinçaltına cinayet, ölüm sinyalleri göndersem de, reklamlardan milyonlar kazanır patronlarım, bilinçaltı milinçaltı umurlarında olmaz.






Eskiden de gözlerini alamazdın benden, şimdilerde de eski zamanlardan farkın yok ey seyirci. Dünyada ki açlık, fakirlik, savaşlara, terör olaylarına seyirci kalsan da aynı zamanda bana da seyirci kalıyorsun. Ama biliyorsun ki iki seyircilik birbirinden çok farklı...






Esir aldım seni esir hem de top tüfek kullanmadan yaptım bunu. Benim içimde ki saçma sapan, insana bir şey vermeyen magazin programlarını izlemeden yatamıyorsun, sosyete ne yapmış öğrenmeden yerinde duramıyorsun, hatta yıldız falı bile baktırıyorsun benim sayemde, gelecekte başına neler gelecek neler gelmeyecek öğrenmeye çalışıyorsun. Ama bilmediğin bir şey var, gelecekte olacak olaylar insan için bir bilinmezdir ve öyle kalacaktır, bunu ben söylemiyorum Yüce Yaradan öyle uygun görmüş o bildiriyor bizlere...






Halbuki birçok kişi Avrupa ve Amerika'da benim ile fazla ilgilenmez, alınıyorum bazen onlara, bana aptal kutusu bile derler zaman zaman. Giderler kitap, gazete, dergi okurlar çoğu zamanlarında. Ne varsa onlarda. Sabahlara kadar tartıştırırım meşhur olmak isteyenleri bazı kanallarım da yine de bir sonuca varamazlar. En büyük şakşakçılarım reyting ölçümü yapan kuruluşlardır. Parayı fazla bastıranı izlensin izlenmesin kaydırıyorum en başa. Ara sıra insanlara fayda sağlayan programlarımda olur az sayıda, ama onları hep geç saatlere koyarlar her nedense bu işi planlayanlar.






İnsana en zararlı bağımlılık yapan maddeler, hap, esrar, eroin kadar zararım olmasa da, ben de zaman zaman beyinlerin körelmesine yol açarım. Beni icat eden İskoç yalı mucit John Logie Baird bile benim zamanla insanları bu kadar esaret altına alacağımı tahmin etmemiştir. Şimdilerde küçülüp küçülüp ceplere bile girdim. Girdim girmesine de, tahtım sallantıda lakin. Çok kızıyorum ona, o bilgisayar denen ukalaya. Onun yüzünden şimdilerde kimse yüzüme bakmıyor canı çıkasıca, ocağı batasıca...

13 Kasım 2013 2-3 dakika 1375 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    😆 pandoranın kutusu gibi valla 😆

    Gerçek-dışı bir dünya kurduruyor, duyarsızlaştırıyor.. Asıl gaye düşünmeyi öğretmek olmalıyken , aptal diziler, raiting amaçlı show programları, bir sürü komik vs.ile toplumu uyuşturuyor..

    en güzeli kitap dünyasına dalmak...

    çok güzel kaleme almışsınız Ahmet bey.👍

    keyifle okudum.ellerinize sağlık.

    sevgiler

  • 10 yıl önce

    yazı çoğunluğun düşüncesini, dile getirmesi yönünden enteresanlık taşımaktadır. Her keşifin artı ve eksisi vardır, bildiğinden geniş izahata girmiyor tekniğine dikkat etmek bakımından da gerekli olduğunu beyan ediyorum. İnsanlar arası ilişkiyi soğutan ve görüşme ihtiyacını yok eden cep telefonları öyle değil mi? Sıcak ilişkilerin kurulmasını engelliyor. Siz içinizde ki duygu ve görüşlerinizi beyana devam edin, gerisi geri zekâlı yahutta üstün zekâlıların anlayışına kalmıştır. Gözlerinden öper, kaleminde ki, işlekliği yitirme derim. Sevgilerimle..