Figüran Tanımı

Ya Madagaskar çizgi filminde Alex'in arkadaşlarını yememek için yediği balık Nemo olsaydı. Çocuklar için mutlu bir son olur muydu bu.

Belki de çizgi film ve filmlerin etkisindendir bilemeyeceğim ama daha çocukluktan başlar figüranların hayatlarını önemsiz görme hastalığı. Bazen ana kahraman bile 'kutsal' amacına ulaşmak için bu figüranlardan bir kaçını harcar. Kızmayın ama bence V for Vendetta o müthiş final sahnesinde o kadar polisi katletmek zorunda değildi. O polisler o sırada görev icabı başka yerde olsalardı ölmeyeceklerdi.

Figüran, filmlerde, dizilerde ya da televizyon programlarında, tiyatro oyunlarında, müzikallerde, opera ve bale gösterilerinde sahne üstünde görünen; hiç konuşmayan ya da çok az konuşan (sahne sanatlarında dans etmeyen, şarkı söylemeyen) kişidir.

Bu tanımı haliyle wikipedia dan aldım. Az göründükleri, az konuştukları için önemsizdirler ve ölümleri kimseyi sarsmaz. İşte bu yüzden Titanik filminde Leonardo Dicaprio suyun içinde kaybolana kadar kimse üzülmez. O sahneye kadar sapır sapır aşağı dökülen insanları 'Adamlar nasıl yapmışlar şu sahneyi.' der ve seyrederiz.

Buraya kadar bir sıkıntı yok elbette, sonuçta o figüranlar gerçekte ölmemekte ve hiç yoktan birkaç kuruş almaktalar. Ama normal hayattaki insanları da başroller, yardımcı roller ve figüranlar olarak ayırmaya başlayınca zihinler...

Figüranların ölümlerinden etkilenmeyen zihinler bir gün iki üç yaşlarında bir çocuğun sahile vurmuş resmiyle karşı karşıya kalırlar. Bir şey rahatsız etmiştir vicdanları. Yukarıdaki tanım hayata da uygulansa (tanımın hakkını yemeyeyim hayatı dahil etmemiş) figürandır oysa o çocuk. Sadece üç yıl sahne almış ve hiçbir şey söylememiştir henüz.

Kim figürandır ki aslında. Kim herkes için önemsizdir, kim öldüğünde arkasında gözü yaşlı kimseyi bırakmayacaktır.

Kelimenin zihinde oluşturduğu etkiyi tanım kabul eder ve figüranlığın tanımını öldüğünde üzülenin az olması ya da sevinenlerin çok olması olarak alırsak zalimden başka figüran mı vardır hayatta.