Gamsız Hayat

Hayat yüreğimde pulu olmayan bir mektup. Sahibine göndermeden önce yollara parke parke döşediğim duam, şiirim, sevdam. Hayat sen, hayat ben, biz! Uzun zamandır yazamamaktan nasırlaşmış ellerim, kalemim. Sevinince gözlerimi saran şenlik...Az öncesinde ruhumu demleyen keder. Hayat dört yanımı saran mevsim, yapraklar dans etmeden az önce, güneş doğduktan az sonra...İçime çektiğim nefes, hayat alıp vermek istedikçe ben...Bir şarkı sözünün kanatlarından göğe yol bulmak hayat, içindeyken bile aramak...

Hayat her paragrafta yeniden aramak. Sonunu düşünmeden bazen de göle maya çalmak...Hayat çalmak biraz da; zamandan, insandan, umuttan, sevdadan...Ötelerde ödenecek bir hesap en çok da... Ödeyeni ve ödeneni meçhul tıpkı vedalar gibi...

Sevdiklerine el sallayamadan gitmenin burukluğu ve ansızın kavuşmanın mutluluğu arasınca incecik bir çizgi. Hayat yazdıkça büyüyen ellerim, yüreğim. Ücreti ezelde ödenmiş yazgım. Tütün niyetine sarıp içtiğim anılarım. İçtikçe susadığım sevgim...Aynalardan taşırdığım bedenim ve bedenime elbise yaptığım ruhum. Görünecek diye kapıların ardına gizlediğim özlemlerim, hayallerim...Kapı kilitlerinden usulca geçirdiğim ruhum. Kaç gönüle sebepsiz girmişliğim ve kaç gönülden kovulmuşluğum! Hepsi hayat defterimde yazılıdır!

Hayat komşuda içtiğim bir fincan kahve, birkaç hoş sohbet. Hayat çok özelden bana her yazdığında ben de hayatı yazarım hiç farkında olmadan. Meğer 'hayat' arkadaşımmış kendime bakmamı sağlayan...Hayat sıcaklığını sarmadan az önceki üşümüşlüğüm. Öyle derindir ki sevinç ve kederlerim! Üşüyen yanlarım sıcak yanlarımı bilmez...Bir gün ikisini de aynı anda ağırlamayı başarırsam sıcak yanlarıma buzlu, soğuk yanlarıma da sımsıcak bir çay ısmarlayacağım!

Şaka bir yana hayat defterimde silip silip tekrar yazdığım harflerin cümlesi. Bazen doğaya salarım defterimdeki harfleri, gezip tozarlar kelebekler gibi kısa uçuşlarla, bazen toparlar havaya üflerim bir nefes gibi. Bazen de harflerimi sektiririm kendisine top alınmış bir çocuğun sevinci gibi...Beynim bir bavulu andırdığında ise yolculuktan dönen bir insanın sakinliğiyle usulca raflara yerleştiririm beni ben yapan her şeyimi...Tekrar giyinmek, konuşmak, yazmak, sevmek, şükür etmek için özenle seçerim kelimelerimi...İşte bu yüzden hayat! Hüküm de hayata dair, hayatın içinden...Hayat varlığına bin şükür, bin secde... Ve hayat sırf hasret! Hayal kadar hayat, hayat kadar hayal! Hayalleri hayat yapmak için hayatı seçiyorum. Hayalden öte seviyorum...Ölümden az önce hayattan çok sonra...Kısaca hayat, kıpkısa bir öyküden ibaret! Heybesinde şükür olana, keder kadar sevinç....Ne gam! :)

09 Ekim 2021 2-3 dakika 242 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)
  • 2 yıl önce

    Heybesinde şükür olana neyler gam ve keder. Gam ve keder dünyanın sıfatları, ele kederli bir yüz gösterip gül bahçesinde ömür sürer ehli şükür. Hissiyatlı bir yazı ve herkes gibi nasibime düşeni aldım elbet. Kutlarım Şule Hanım. Bir kaç yerde gereksiz üç nokta (...) da gözümden kaçmadı değil. :) Sevgi, saygı ve hürmetlerimle.