Geceleri İçimde Bir Şehir Yanıyor Sessizce
Geceleri içimde bir Şehir yanıyor sessizce.
Camları buğulu evler suskun, kaldırımlar yorgun ve her köşe başı bir anıya yaslanmış.
Bir sokak lambası göz kırpıyor karanlığa, belki de beni, bizi unutmayan bir çocukluk, belki de adını unuttuğum bir elveda..
Rüyalarla yan yana diziliyor caddeler, bir sokakta adın yankılanıyor hâlâ , diğerinde bir bakışın iz bırakmış duvara.
Uyku bu yangına su dökemiyor, kalbim sabaha dek nöbette.
Yandıkça Şehir, ben biraz daha hatırlıyorum seni.
Ve her alevde biraz kül oluyor bir zamanlar ışıl ışıl olan çocukluğumuz.
Geceleri içimde bir Şehir yanıyor sessizce ve en çok senin adın alev alev
tutuyor sokak lambalarını.
Bir zamanlar birlikte yürüdüğümüz caddeler şimdi adımlarını arıyor.
Bir bankta oturmuş bekliyor
gülüşünü, omzuma düşen gölgeni.
Şimdi içimde her gece yangın var,
ve senin sessizliğinle büyüyor bu kor.
Bazen bir yıldız kayıyor gökyüzümden,
adını fısıldıyor geceye belki duyarsın diye.
Sen gittin ama Şehir kalıyor bende,
yanmaya devam ediyor adım adım.
Ben hâlâ o ara sokaktayım,senin sesini arıyorum duvarlarda.
Kardeşim..
Bir gün bu Şehir küle dönerse eğer bil ki içimdeki yangın sana olan hasretle başladı.
Bazen düşünüyorum sen hangi sokağın köşesinde sustun en son?
Hangi duvar, hangi gece tanıklık etti
o içindeki fırtınaya?
Ben duyamadım seni.
Kırgınım kendime, bir el uzatsaydım,
bir “gel” deseydim, bir kere daha kardeşim diye sarılsaydım sana
belki bu Şehir yanmazdı içimde böyle
alev alev.
Biliyor musun adını söylemeye korkuyorum artık.
Çünkü her harfi bir yangının kıvılcımı gibi düşüyor yüreğime.
Ben seni çocukluğumdan biliyorum,
o kırmızı kazağından, elinde tuttuğun bozuk saatten,sakladığın bilyelerinden,
oyunlardan kaybolan bir zamandan.
Sana yetişemediğim her an,
beni biraz daha eksiltiyor kardeşim.
Ve bu Şehir seninle enkaz yığını,
sensiz yitik, bitik.
Geceleri içimde bir Şehir yanıyor ve en kalabalık yeri sensizliğin oturduğu yer.
Sen gittiğinden beri adınla açılıyor her gece ve ben karanlığına sarılıp
sana varmayan yolları yürüyorum.
Sokak lambaları titriyor bilirsin, sen ağlarken de hep böyle titrerdi gözlerin.
Ne zaman göğe baksam bir yıldız eksik,
ne zaman aynaya baksam bir yüz eksik
ve ne zaman içimle konuşsam bir “abla” diyen ses eksik.
Affet beni belki anlayamadım o çaresizliğini, belki duyamadım o iç çekişini.
Meğer ne çok seviyormuşum seni
o suskun gururumun arkasında.
Fotoğraflarına dokunamıyorum
çünkü gözlerime düşüyor ellerin gibi.
O çerçevede değil artık sen,
gözlerimin arkasında yaşıyorsun ve kalbimin tam orta yerinde.
Kardeşim…
Bir Şehir yanıyor hâlâ içimde ve yangının ortasında sana söyleyemediğim bir sürü “keşke”
küle dönüyor.
Gecenin en sessiz anında
ellerimi dua gibi açıyorum yıldızlara,
"Bir yerlerde huzurla uyuyor mu?" diyorum,
"Ruhu şimdi serin bir rüzgârda mı?"
Zaman geçiyor ama içimdeki Şehir seni unutamıyor.
Bir duvara adını yazdım, bir duvarına da “affet” ve diğer tüm duvarlara
yalnızlığımı astım.
Gittin ya..
Hayatın rengi soldu tamamen, birlikte büyüttüğümüz çocukluğumuz
artık yalnız bana emanet.
Sana söyleyemediklerim
hala yüreğimde kırık camlar gibi.
Sen yokken öğrendim Gökyüzü dediğimiz şeyin aslında içimizde bir boşluk olduğunu.
Artık yıldızlar yukarıda değil sadece,
bir tanesi hep gözümde yanıyor,
adını verdiğim bir ışık gibi.
Senden geriye kalanlar bir kaç fotoğraf,
bir bakış annemin gözlerinde donmuş hâlâ.
Ve bende yüzlerce şiirlik suskunluk.
Kardeşim..
Birlikte güldüğümüz günlerin hatırası,
şimdi içimde yankılanan dualar.
Sana yetişemediğim her saniye
bir sızıyla geçiyor içimden.
Her sokakta bir iz bıraktın bana,her duvarda bir bakış,her suskunlukta bir “keşke”.
O “keşkeler" öyle çok canımı yakıyor ki,canım çok acıyor.
Beni affet, suskun kaldığım, anlamadığım, yanına koşamadığım zamanlar için.
Bu Şehir yanıyor ya içimde,
o yangınla aydınlanıyor şimdi gecelerim.
Senin yokluğunla büyüyor bu acı, yakıyor beni derin derin.
Saatler senin sustuğun vakitte kalmış,
gün doğsa da ben hâlâ seninle karanlıktayım.
Biz senle yarım kalan bir cümlenin
en çok eksik kalan kelimesiydik hep, öylede kaldık.
Biliyor musun kardeşim,
insan bazen susarak bağırır ve ben sustukça senin adın çoğalıyor içimde.
Her şey değişti burada.
Seninle oynadığımız sokaklar büyüdü,
bizim ağacımız kurudu ama ben hâlâ
aynı kaldım.
Sana geç kalmış bir “özür” gibi.
Ve bu yangın evet, her gece içimde bir şehir yanıyor alev alev, kimsenin görmediği, kimsenin duymadığı bir yangın bu.
Şimdi ben buradayım içimde yanan şehirle, sen oradasın.
Uğruna dualar ettiğim sonsuzlukta.
Allah’ım ..
Bu Şehir yanarken içimde, ruhun cennetinde serinlesin.
Affınla sarsın her yanını, onu kalbimin en temiz yerinden sana emanet ediyorum.
sevay
Kutlamamak elde mi ki! Harika olmuş!