Gitmek

Gitmek nedir bilir misin? Hani yalnızlığın pençesinde döne döne kıvrılacağını bilirsin de sızlar için...

Gitmek nedir bilir misin? Adımların bir ileri iki geri gider sonra ama bilirsin ki gidilecek yolun var. Değişiverir yüzünün rengi benzin atar...


Divanedir gönül, göz hep yolda, hep yanındadır sevdiğin ama kavuşmayı bir türlü beceremezsin. Sen gitmek nedir bilir misin? Aslında hiç gitmeden, benliğini yanında götürmeden, gittiğin her yere onu da götürerek, gitmeyi bilir misin?


Şu an bir yerler de dalgalar kıyıya vuruyordur aşkla, martılar da şahittir. Simitçi, simitçi diye bağırıyordur adam tezgah arkasından, simit almak isteyen bir çocuğun göz bebeklerine bakarak, belki alır umuduyla.

Gitmek nedir bilir misin? Gözün yoklarken etrafını, hani biri gelip de arkandan;gitme! Diye nida eder de geri dönersin umuduyla. Söyleyemediklerini yanına bir bavul gibi alıp koskoca bir yürek ağrısı ile yürümek, yazın inanılmaz sıcağında üşümek, insanlar alayına tebessümle severken çiçekleri, bir gül tanesinin acımasız kokusuyla irkilmek nedir bilir misin...

Yürürken yol kenarında, kara kuru bir yer nasıl olurda gözüne muhteşem görünür yar yanında olunca... Düşünürsün şimdi almıştır biri sevdiğini yanına, İstanbul büyük ada'da, ya da sevda tepesinde tebessümle gezinir.
Peki sen sevda tepesinde insanların sevdiklerinden ayrılmamak için dilekler tutup, adaklar adadığını bilir misin? Gitmek nedir bilir misin? Aslında hiç gitmeden, gidemeden, gitmek istemeden...