Gözün Gördüğü Tarih

Sanatın dünyadaki öneminin 17- 18 yüzyıllarda farklı yönlere kaymasının en önemli sebebi şanlı Konstantiniyye’nin aziz İstanbul'a dönüşmesidir. Fatih Sultan Mehmet Hanın Hristiyan dünyasının dimağında bıraktığı bıraktığı o haliçteki yosun kokulu garip ezik tadın hala geçmediğinin belgesidir. Avrupa tarafından sanat farklı amaçlarla kullanılmaya başlamasından sonra Avrupalı sanatçıların İslam coğrafyasına seyahat yapacak olanların sanatkarlardan oluşmasına çok önem gösterip birçoğunda krallıklar tarafından desteklendiği yönlendirildiği bir gerçektir. Bu coğrafyaya birçok seferler düzenleyen ecnebi seyyahlar bir kitap, makale, hatıra, fotoğraf, resim, gravür vb. ürünlerle sanat eserlerini zenginleştirip kültür zenginliğini nesillerine aktarmışlar. Bu coğrafyanın İslam dininin Anadolu kültürünün tüm güzelliklerini almışlar ve azami ölçüde değerlendirmişler. Maalesef biz birçok alanda yabancılardan daha yabancı olduğumuz hazineyi kültürümüzün yeni yeni farkına varmaya başladık. Bizim değerini 21 yüzyıla girerken fark ettiğimiz birçok güzelliklerimiz yabancılar tarafından 200 yıla yakındır takip edilip araştırmalar yapılmakta haçlı seferlerine dayanan oryantalizm, Doğu’yu tanımak, anlamak amacı ile Batılı’ araştırmacılar tarafından yapılan çok yönlü bilimsel çalışmaların adıdır. Uzun zaman süreçlerinde ve düzenli olarak doğuya ait toplanan her türlü görsel ve yazılı metin dil bilim, sosyoloji, etnografı, arkeoloji, siyaset bilim vb. araştırmalara kaynak teşkil etmiştir. Oryantalizm ’in tarihsel gelişim süreci ve Türklerle olan ilişkisi saptanarak kurulmuştur. Oryantalizmin resim ve fotoğraf sanatına olan etkisini belirlemek amacı ile gezgin ressamların ve fotoğrafçıların 19. yüzyılın son çeyreği ve 20. yüzyıl başında Osmanlı İmparatorluğu topraklarını ziyaret eden Avrupalı, Amerikalı ressam ve fotoğrafçıların ürettikleri gerek belgesel gerek kurgu içerikli görseller, Batı toplumları için Doğu hakkındaki en önemli referanslardır. Bu amaçla 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu topraklarını ziyaret eden Batılı ressam ve fotoğrafçıların eserlerinin bulunduğu kaynaklar taranmıştır. Yapılan birçok makale kapsamında, oryantalizm kavramının görsel boyutu ve günümüz fotoğraf sanatındaki tekrarları araştırılmıştır. Araştırma sonucunda oryantalizm içerikli resim ve fotoğrafların, öncelikle ziyaret edilen yerleri tanıma-tanıtma amacı ile manzara, mimari, arkeoloji vb. içerikli topografık resimler ve fotoğraflardan oluştuğu belirlenmiştir. Batılılara göre ‘Doğu’ konumundaki Osmanlı toplumunun sosyal ve kültürel özelliklerini saptayan resim ve fotoğraflar ise ikiye ayrılmaktadır. Birincisi, bilgi amaçlı o kültüre ait giysi, eşya, mekân vb. etnografık kayıtlardır. İkincisi ise, Batı’nın gözünde doğu yaşam biçiminin simgesi haline gelmiş harem, odalık gibi saray ve zengin zümreye ait yaşam biçimlerinin uyandırdığı merak duygusu ile şekillenen hayali, cinsel fantezileri tetikleyici nitelikteki -ticari amaçlı- kurmaca resimlerdir. Bu resimlerde doğu kültürüne ait belli objeler ve biçimsel kurgular sürekli tekrarlandığı için klişe, görüntüler ise ilk örnek haline gelmiştir. Resim sanatına özgü bu bakış açısı Osmanlı toplumunun yaşam biçimine ait belge niteliğinde görüntüleri saptayan, Osmanlı tebaasından fotoğrafçılar tarafından da tekrarlanmıştır. Dolayısı ile gerçekliğin bir parçası olmuşlardır. Böylesi bir gelişimin sonucu olarak da günümüzde oryantalizm denince akla gelen öncelikle bu hayali resim ve fotoğraflardır. 21. yüzyıl çağdaş fotoğrafçıları arasında bu tek tip imgeleri, biçimsel atıflara yer vererek tekrarlayan sanatçıların olması Oryantalizm gibi çok yönlü bir kavramın, görsel yapılanması, dönüşümleri ve günümüzde yaygın görsel algı sınırlılığının nedenlerinin tartışılması çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Oryantalizm Tanımları Oryantalizm; başlangıçta Batılı, günümüzde Doğulu bilim insanlarınca da incelenen, tartışılan ve eleştirilen, hakkında düzenli kongreler yapılan bir çalışma alanıdır. Oryantalizm çalışmaları ülke politikalarından, uluslararası savaşlardan, ideolojilerden, siyasi kamplaşmalar vb. olgulardan etkilenerek sürekli içerik ve anlam dönüşümüne uğramıştır. Ansiklopedik bilgi olarak oryantal; doğuya ait olan veya doğuyu hatırlatan Fransızca kökenli bir sözcüktür. Oryantalist ise doğu uzmanı kişilere verilen addır “Orta doğu ve özel olarak Arap dünyasına ilişkin yaklaşımların bazı genel öncülleri dil, din ve tarihsel değişimleri ele alış biçimi olarak tanımlanabilir” Üzerinde en çok tartışılan eser ise Edward Said’in “Oryantalizm” başlıklı kitabıdır. Bir oryantalist doğuya özgü ya da genel yönleriyle öğreten hakkında yazan ya da araştıran kimseye denir. Bu grubun içerisine akademisyenler, hükümet uzmanları girer: filologlar, sosyologlar, tarihçiler, antropologlar; ikincisi oryantalizm ‘Doğu’ ile (çoğu zaman) ‘Batı’ arasında yapılan ontolojik ve epistemolojik bir ayrıma dayalı düşünme tarzıdır. ‘Doğu’nun onun insanları gelenekleri aklı ve kaderi vs hakkında özcü ifadelerde bulunan özcü yazı oryantalisttir. Son olarak oryantalizm doğu ile uğraşan ortak bir kurumdur ve bu kabaca 18.yy sonları takiben gelen sömürge çağında doğuya egemen olan doğuyu yeniden yapılandıran ve onun üzerinde otoriter olan gücü elinde bulundurur. Bizim geleceğe atacağımız adımların başında eğitim ve sanat geliyor gerek geçmişi anlamak gerek geleceği iyi yaşamak adına.

01 Ağustos 2025 5-6 dakika 1 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar