Hani Seninle Güzeldi Dünya Kadın


Sığmadı kadın ,ne  kendi iç dünyasına ne de koca dünyaya sığmadı"...

Hayalleri ,umutları, özgürlüğü, kadınlığı, kızlığı ,çocukluğu elinden alındı.

Kişiliğini yere serip bedeniyle sevildi kadın.

Her evin kendi yetimhanesinde bir kadın iç çeker kalabalıklar içinde yalnız, kendi içinde kimsesiz, öksüz, yetim, var olmanın eşiğinde tutsak 

Kadını kendi dünyasına sığdırmadınız:

Bu dünyada yalnızca kendiniz için bencilce yaşamayı tercih ederek insan olabilme meziyetinden yoksun olan aynı ırktan birbirine düşman iki ayrı ırk yarattınız.

Kadını , hiç bir yere sığdırmadınız.

Dünya'ya sığdırmadınız saçları eteği uzun geldi, aklı fazla aklını kestiniz kısaltıp yok etmek istediniz.

Bedeni fazla geldi.

göğüslerinden , kalçasından ,yüzünden utanmasını saklanmasını beklediniz .

Yüzsüz arsız bir tavırla kendiniz gözlerine bakıp, göğsüne göz dikerken ondan kendi bedenini saklamasını beklediniz.

Kısa etekli miniler giyen kadın istediniz kısa mini giyerse sosyetik ,uzun elbise kapalı giyenin beynini yerle bir ettiniz .


Akraba denen akrep ; kadına yakından gözlerinin resmini çekmesini hiç yakıştıramıyordu kadına, resmini çekip paylaşmasını altına beğeni yorum yapılmasını da ayıplıyor kendinden utanmasını bekliyor Allah'ın ona bahşettiği bedeni verdiği güzelliği ona çok görüyor Allah'ın saklamadığı açıkta yarattığı yüzü akraba denen akrep ,toplum denen illet ,kadının yüzünü yere serip yüzünden utanmasını bekliyor üstelik kendisi de kadın olan kadın milleti kendine cömertçe kullandığı boy boy resim paylaştığı özgürlüğü kadına yasak getiriyor bir de yüzsüzce kendi koyduğu yasağa namus din müslümanlık kılıfı giydirerek suçu arsızca kadına yüklüyordu.


Genellikle ,kırsal kesimde ,ve küçük yerlerden şehre göç etmiş ,şehirde köy hayatı sürdüren kendini geliştirmekten aciz hala aynı zihniyet yapısını sürdüren kişiler ise"...

Allah'ın kadına bahşettiği beyni kullanmasına düşünmesine engel koyarak beynine aklına kısıtlamalar getirirken ,kendi kıt aklını ön planda tutarak ,cinsiyet ayrımı yapıp kadına aklı ermez , bazı erkeklere akıllı söz geçiren kuvvetli güçlü imajı ile ırkçılığın en üst seviyesinde kadının aklını hiçe sayarak aklı bir boka ermeyen pantolonu iliklemekten annesine babasına sormadan adım atamayan erkeği yücelterek kadını " kadın bedeni kafesine "tıkayarak orda sürünmesini var olabilmek için tek çıkar yol bedenini kullanmaktan bedenini açarak kendini gösteren var olma çabasına iterken ,birey olma kişilik haklarını elinden alıyor, görselden ibaret kişiliksiz karaktersiz bir kadın imajı yaratarak , kadını düpedüz yok sayıyordu...

Kadını evine sığdırmadınız; dövdünüz ,sövdünüz işkence edip baba evine ,olmadı saçından sürükleyerek sokağa attınız....Evinde mutsuz kadın olmadık yerlerde ,olmadık şahsiyetsizlerde aradı mutluluğu" en ufak bir ilgiye tutunarak evinden uzaklaştı ait olmadığı bir zihniyete elindeki her şeyi sömüren bir zihniyete köle oldu.

En ufak bir sevgi kırıntısı için , değerlerinden, kişiliğinden, zihniyetinden ,

sevdiklerinden ,istek ve arzularından vazgeçerek, her türlü onursuz bir yaşama razı oldu... Aynı zamanda hakarete ,işkenceye, şahsiyetsizleştirmeye,

yok sayılmaya ,her türlü ahlaksızlığa, aldatılmaya, katlanmak zorunda kaldı..

Maddi gücünüzden ,toplumdaki yerinizden ,gücünüzden yararlanmak için,

Sizden gelecek en ufak bir ilgi için ,namus girdabında yok olmamak için, toplum tarafından dışlanıp tüketilmemek için her türlü edepsizliğinize midesizce boyun eğdi görmezden geldi.

Susturdunuz; onu her fırsatta susturdunuz.

Kınayarak , konuştuklarını dinlemeyerek, daha fazla ve boş konuşmaya mecbur ettiniz. Susturdunuz. Yok saydınız...

Anlamadınız onu , yalnızlığa kimsesizliğe mahkum ettiniz.

Evinize hizmetçi, yatağınıza eğlence, çocuğunuza bakıcı ettiniz yalnızca bedenini sevdiniz ruhunu hiç göremediniz...

Aslında siz kadınları hiç sevmediniz...

Siz erkekler kadının eteğinin altındaki iç çamaşırını merak ettiğiniz kadar ,kalbini yüreğini merak ettiniz mi acaba ?

Yatakta sizi nasıl mutlu edeceğini hesap ettiğiniz kadar evde onu nasıl mutlu edeceğinizi hesap ettiniz mi?

Sizi karşılarken akşam ne pişirdiğini yüz ifadesini ne değer verdiğiniz kadar ona değer verdiniz mi ?

Evden çıkarken eve ne lâzım yerine ona sıcacık gülümseyip ,sıkıca sarılıp bana ihtiyacın var mı ,

Canım dediniz mi?

Dışarda bakımlı ,süslü kadınları görüp iç çekerken, onun sizin konforunuz için evde hizmetçi gibi gezerken kendini yok saydığını hissettiniz mi?

Sevmediğiniz kadının sizin ter kokunuz, sakalınızı, kirli çoraplarınızı ,ter kokan çamurlu ayaklarınızı dahi sevdiğini sizin kirli ellerinizi tutmanın en büyük hayali, ter kokulu boynunuzdan öperek size sarılıp yatmayı dünyanın en temiz erkeğine değiştiğini fark ettiniz mi?

Siz istediğiniz gibi gezip gününüzü gün ederken ,siz hayatına girdikten sonra kendini bile unuttuğunu, dünyadaki bütün erkekleri gömdüğünü sizin onun için ne kadar değerli olduğunu hissettiniz mi?

Bedenini sevdiğiniz kadının yüreğini ,beynini, aklını kişiliğini hiç fark ettiniz mi?

Size verilen değeri taşıyabildiniz mi, O kadar çok sevilmeyi hak ettiniz mi?

Aslında siz kadınları hiç sevmediniz

Gözlerini , göğsünü kalçasını sevdiğiniz kadar ruhunu iç güzelliğini görmediniz"....

Siz kadınlar, kadını en çok siz "itelediniz, ötelediniz" .

Kendi oğlunun, kızının her türlü hatasının üzerini örten ,gelinin en ufak bir hatasını ilân eden konu komşuya duyuran, oğlunu kıskanan gelinin her yaptığı gözüne batan kaynana , görümce, birbirini çekemeyen komşu kadınlar..

İşyerinde birbirinin açığını arayan patronun gözüne girmek için her türlü yalana hileye başvuran iki yüzlü kadınlar .

Toplumda en ufak bir hatasında güç birliğiyle kendi hemcinsini kadını dışlayan yalnızlığa iten , zaman zaman psikolojik baskı uygulayarak , dedikodu ederek görünmez bir baskı güç uygulayarak kadını linç eden ,diri diri toprağa gömen, yaşarken ölmeye mahkum eden kadınlar...

Aslında Kendi ırkına kadına namus, töre, kınama elâlem, el ne der, ayıp , muslümanlık adı altında en büyük günahkar utanmaz ilan ederken dizini kırıp evinde oturup kişiliksizce her türlü işkenceye katlanıp temizlik yapıp ,çocuk doğurmak en büyük meziyet olmuştur kendileri için...

Kadını öteleyen kadınlar onlarda hiç masum değiller .

Kadın kadının düşmanı maalesef :

Zihniyet düşünce yapısı değişmedikçe bu toplumda kadın kişiliksiz karaktersiz ruhsuz bir kalıptan dışına çıkmayan...

Kalça, göğüs, göz üçgeninde varlığını ispat etmek için kıvranan bir görselden öteye gidemeyecektir...

Kadını hiç bir yere sığdırmadınız...

Kadın kendisi olamadı, en önemlisi de kadını kendi dünyasına sığdırmadınız...

Kişiliğini elinden alarak, kendisi olmasına engel olarak, duygularını sevgisini ,nefretini bastırarak, sevmesine engel olarak, kalbini ,beynini , bakışını, dişiliğini, anneliğini yok sayarak insan gibi yaşamasına insan olmasına müsaade etmeyerek kendi dünyasına sığdırmadınız...

Aslında siz kadınları hiç sevmediniz...


11 Ekim 2020 6-7 dakika 46 denemesi var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (6)
  • 3 yıl önce

    Çok güzel temas etmişsiniz Duyarlı yüreğinizi kutlarım ...

  • 3 yıl önce

    Ne yazık ki hemcinslerimiz biz kadınlara en çok zarar veren aşağılayan bir tavır sergilediler fesatlıkları ve kıskanç tutumları varlıkları büyüklükleri ve kibirli halleri ile Şenay hanım kutlarım haklı serzenişlerinizi

  • 3 yıl önce

    Uzun zamandan beri ataerkil bir toplumda yaşıyoruz kadınlar ve erkekler. Kadınların ezilmesi hem erkekler hem de zaman zaman hemcinsleri tarafından kainat kurulduğundan beri var olan bir olgu. Ha şimdilerde bazı toplumlarda erkek ile eşit statü kazanmış ise de bu yine de sınırlı bir yerde. Bütün olumsuzluklar aslında cahillikten de kaynaklanıyor tespitini yapabiliriz. Kadın cinsel bir obje zaman zaman bir nesne fuhşa itilen duyguları yontulmuş, ama en büyük suç duyarsız ruhsuz mal gibi erkeklerde, bir sorun bakalım o fuhşa itilenlere acaba severek mi yapıyorlar bu işi? Yazıklar olsun eşini döven, söven, satan, kiralayan, paralayan erkeklere, hem de çok yazıklar olsun. ''Sana ruh üflendiğinde bir kadının karnındasın, ağladığında bir kadının kucağındansın, aşık olduğunda bir kadının kalbindesin, ona güzel davran.'' Güzel bir yazı kutlarım içtenlikle Şenay Hanımı...