Hasetler
Bu yazımı herkesin okumasını fakat kırk yaşına gelmiş veya kırk yaşını geçmiş kadın- erkek farketmeksizin okumasını daha çok isterim çünkü kırk yaş bir eşiktir bazı değerlerin farkına varılıp doğru kararlar alabilme adına. Kendinizi üzecek,yıpratacak,değeri olmayanlara değer verip yüceltecek,her söze kanacak ve herkese güvenecek yaşta değilsiniz.Unutmayın ki çoğumuz yaşadığımız kadar yaşamayacağız...
Kimi insanlar vardır ki sizin ne oturduğunuz evi ne giydiğiniz elbiseyi ne bindiğiniz arabayı ne çocuğunuzu ne de arkadaşlarınızı kıskanır, sadece sizi "siz" olduğunuz için kıskanır: Sabretmenizi,her şeyin üstesinden gelebilmenizi, bitmek tükenmek bilmeyen enerjinizi,zekanızı ve aklınızı....
Haset kimselerin belli başlı özellikleri vardır:
* Kendilerinde olmayan artık her neyse onu, sizde gördüklerinde kıskançlık krizi geçirirler.
* Yaptıklarınızı beğenmezler ve sizi hep kendileriyle kıyaslarlar.
* Sizi hep aşağıya çekmeye çalışırlar.
* Devamlı eksiğinizi ararlar.
*Ulu orta yerde laf sokarak rezil etmeye bayılırlar.
*En belirgin özelliği ise sizin zorda kalmanızdan büyük keyif alırlar.
* Ve bir kısmı haset olduklarını kabul etmezler çünkü onlara her şey normal gelir zaten hırsız,hırsız olduğunu katil de katil olduğunu kabul etmez.
Bu kişiler ailenizden biri de olabilir,iş arkadaşınız da olabilir,sevgiliniz,bakkalınız,komşunuz da olabilir,bunlarla nasıl başa çıkabiliriz,iki yolla; ya aranıza mesafe koyacaksınız ya da dediklerini tınlamayacaksınız çünkü onlar bilinçli olarak kırıcı oluyorlar.
Hasetlerin istilasına uğrayan yaşdaşlarıma üstat Abdurrahim Karakoç'un " Bu Dünya Hangimizin?" adlı şiirini öneririm:
"Bırak deli Haydar-bırak be gardaş
Kafayı bozmaya değmez bu dünya
İster hızlı dönsün isterse yavaş
Sen seni üzmeye değmez bu dünya
Fani diyen varsın desin sana ne
Gönül veren gitsin versin sana ne
Haydut vursun hırsız yesin sana ne
Gücenip kızmaya değmez bu dünya
Nerde kan akıtıp kavga verenler
Nerde şimdi sefasını sürenler
Ne götürdü kucağına girenler
Bir yırtık çizmeye değmez bu dünya
Hayaller kur tespih tanesi farzet
Hepsi de senindir otuz üç adet
Bırak kalsın orda hiç çekme zahmet
İpliğe dizmeye değmez bu dünya.
Kulpu yok ki neresinden tutasın
Sana göre lokma değil yutasın
İçine gireni Allah kurtarsın
Üstünde gezmeye değmez bu dünya.
Gel gitme kal desem kalamazsın ki
Ortadan böl desem bölemezsin ki
Git tekrar gel desem gelemezsin ki
Aldanıp azmaya değmez bu dünya
Almak-satmak, tapu-senef nafile
Toplayıp yığdığın servet nafile
Sıla nafiledir, gurbet nafile
Yağmaya tozmaya değmez bu dünya
Sınırlar çizilmiş konulmuş yasak
Beş para etmezdi bizler olmasak
Kısmen göz yaşı kan-kısmen kir pasak
Yıkayıp süzmeye değmez bu dünya
Senin benim ne ki? Küçük mü dar mı?
Hani kimin dostu, kimseye yâr mı?
İnsan öldürmenin manası var mı?
Karınca ezmeye değmez bu dünya
Misafirsin, misafirlik suç değil,
Bakacaksan uzaktan bak, güç değil
Eti yenmez, koyun değil koç değil
Derisin yüzmeye değmez bu dünya
Kabuktur, manayı unutturmasın
Babayı, anayı unutturmasın
Boş hayal mevlâ'yı unutturmasın
Tırnakla kazmaya değmez bu dünya
Arkası karanlık, önü karanlık
Yarını karanlık, dünü karanlık
Kendine çağırır seni karanlık
Bir küçük hüzmeye değmez bu dünya
Cazibesi özelliği yok demem
Nakış nakış güzelliği yok demem
İki günde kaçar gider.. çok demem
Anlayıp sezmeye değmez bu dünya
Unutma ki yolcu yolunda gerek
Yolcunun azığı belinde gerek
İnsanlar insanlık hâlinde gerek
Mest olup sızmaya değmez bu dünya
Bilesin ha canım Haydar bilesin
Seni bekler soğuk mezar bilesin
Ebediyet ötede var bilesin
Tek satır yazmaya değmez bu dünya."
Haydar yerine kendi isminizi koyun ve defalarca okuy