Hiç'liğin Ortasında 4

Sonu sabaha ermez sandığım geceleri düşündüm. Geçtiğimiz gece uzun süre oyalandığım sokakta rastladığım basma perdeli, loş ışıklı ev geldi gözümün önüne. Kaybolmuşluğum bu kez silik değildi zihnimde. İçinde bulunduğum hiçlik, bu kez tüm çıplaklığıyla zihnimi kurcalıyordu. Anılar arasında boğuk öksürüklerle dolaşıyordum ve aklımın odalarında bir kapı hızla çarparken, diğeri ardına dek açılıyordu. Kızarmış gözlerime bakmaktan korkacağım –korksam çokça ağlayacağım- bir yüzleşmeye hazır değildi bedenim. İçimin dinmeyen fırtınaları yerini dağılmış eşyalara bırakıncaya dek kısa soluklu bir yolculuğa çıktığım benliğim, sınırlarımın son dayanağını yokluyordu yine. Alışkındım. Bu iç savaş sona erdiğinde, yaşamı kaldığı yerden devralacaktım.
Yüreğimin tam orta yerinde hissettiğim sarsıntı, enkaz altında bırakıyordu bastırılmış tüm duyguları. Delirircesine attığım kahkahaların yankılanıp döndüğü yer yine kendi benliğimdi. Yalnızlığın sessiz çığlığına adeta kafa tutuyordu iç sesim. Yenik düştüğüm savaşları hatırlatıyordu durmadan ve derinlerden tiz bir güç diliyordu.
Hava pusluydu, sokaklar sakin... Telaşsız zamanlarıydı günün, akrep yelkovanı kovalamıyordu. Canımı delip geçen yaşların sebebini hatırlamaz oldum bir süre sonra. Buz gibi aralık sabahının içimi yakıp kavuruşuna hayret ettim. Usulca yayılan buruk tebessümün izleri kalmıştı belki de dudaklarımın kıvrımında. Aynaya bakamazdım. Baksam korkardım, korksam yanaklarıma yayılan tuzlu tadı tanırdım.

19 Ocak 2022 1-2 dakika 6 denemesi var.
Beğenenler (8)
Yorumlar