Hukuk [Kolektif İlik-Ortaklaşma-Paydaşlı] Nedir? 1

Hukuk kolektifti. Doğada ilk kes ortaklığı olanların hukuku vardı. İlk kolektif hukuk sosyal hukuktu. Sosyal hukuk sağlatan bir ortak anı yaşanmışlığını içeren bağ enerjili hukuktu.

Daha çok paydaşları olma, paylaşmaları olmayı dile getirmekle nesnel olana göre oluşu söyleyen hukuktu. İlk hukuk ilk yasalardı. Sosyo öznel yasalardı. Kolektif bir inşa ortaya koyamadan hukuku ortak anıyı, ortak yaşamı ortaya koyamazdınız.

Hukuk ortaklığı, inşayı, temel olan kolektif kritik bağlanımları açıklar. Ve ortaya koyar. Ortaklaşmayı ortak anıyı, ortak yaşamı, paylaşmayı ortaya koyan unsurlar neyse, hukuk onlardı.

Bu nedenle aitlik hukuku, ifade, dil hukuku, paylaşımlar hukuku gibi hukuk totem alan hukuku olan unsurlardı. Onların hukuku vardı. Totem hukuktu. Totem olan hukuk olarak söylenenleri.

Kısacası bir ortaklaşmanın arasında birçok yaptıran unsurlar ve unsurlar düzenlemesi olan hukuk vardı. Bunların içinde ortak beslenme hukuku, ortak savunma hukuku, hayatı ortak sürdürme hukuku gibi birlikte yaşanıp ortak anı birikimli bilinci oluşmanın hukuku vardı.

Bir ilişki tipi ile o birlikte (ortak) yaşama bağı başka bir yaşama bağı ile yer değişen dönüşme, gelişme olsa dahi; anlak alır bir iz düşüm yoğunlaşmalarıyla ortak sosyal anı hukuku sürüp gidiyordu.

Sosyal nedenlerden ötürü geride kalıp geride gelen bir ortaklaşma bilinci olarak bağlanımlarıyla sürüp gidiyordu.

Nasıl sınırlı sonlu kuvvetler alanı olan bir uzam zaman; kendi içinde birimlerle ölçülür; bir birim, iki birim, beş birim gibi söylenirse; kolektif kuvveti vermekle ve kolektif birliği oluşmakla Hukuku veren alan zaman ortak eylemleri de parçalıydı.

Av ortak zamanı, savunma ortak zamanı gibi av ortak zamanının, savunma ortak zamanının sonuç fark baskı ve basınçlarını kuvvet alanı unsurları üzerine dağıtıp pay eden akış birim boyut zamana da hak diyorduk.

Demek ki hukuk birleşen unsurlarla oluşan depo potansiyeli, tümle meyi veren alan içi unsurları üzerinde akıtan dağıtan pay eden akışla haktı. Bu nedenle hukukun hakkı olurdu. Totem hukuk kardeş hukukuydu. Kardeş olmanın pay hakkıydı.

Hukuku eş yönlü birçok kritik değerler bileşeni, belirliyordu. Hukuk ta bu sonuç bileşimler potansiyeli ile alan içinde dağılım ağ yolları olmakla kuvvet unsurları üzerinde dağılan akış yapmayla hak olanı, hakkı olanı belirliyordu.

Bunların tümü hukuktu. Hukuk biriken potansiyelle kendisine ileri genleşmeye doğru akış alanı açan paylaşımlarla hak olanı belirliyordu. Hak olan da temel kritik değerlere doğru yaptığı atıf ve birçok geri bağlanımlarla ilerinin geriye doğru olan hukukunu belirliyordu.

Hukuka, akışı veren haktı. Hukuk ta akışa sürekliliği veren potansiyelle ileri oluştu. Hukuk geride olan hak ileride olan gerçekleşmeydi. Hukuk belirsizle potansiyelin dalga etkisini verirken, hak parça etkisi olan yoğunlaşan durumla hukukun parça olan gerçekleşme kısmıydı.

Hak, hukuktandı. Hukuk ta haklarla vardı (paylaşan akış yaptıran öznelerle vardı). Dere akışla vardı. Akış yataklaydı. Yatak da akışla vardı. Akış yatağa, yatak ta akışa eğim alanıydı. Hukuk hak olana eğimdi. Hak olan da hukuka akış alanıydı Bu nedenle akanla akış olan gerçekliğe; geri bağlanıma adalet diye bir kavram yoktu.

Kolektif potansiyelin kovalent oluşumunu veren paylaşan bağ enerjisi çevrim cüzlerine bir seyrediş (bir akış yaptıranı) olmakla ortaklaşan akış geri bağlanımla geride olan etki üzerinde gerideki hukuku belirli yapıyordu.

Bu kolektif sonuçları alan içi eylem unsurları üzerinde dağıtışta akışla olan paylaşmaysa haktı. Kolektif olmayanın ne hukuku ne hakkı vardı. Yatak, akış farklı geçirgen kapasite dirençle olan unsurlarla vardır (paylaşımlıdır).

Eğer yatak akış yaptırmıyor da bir nokta alan içinde tümden emiliyorsa saten orda akış denen hukukta oluşamaz. İlla ki akış yaptıracaksınız. Bir hukukta bir nokta ile ortaya konan kolektif gücü bir nokta ile tümünü soğurama olmaz.

İlla o bir soğurma (emme) nokta paydaşlarla olmak zorunda. Bu nedenle doğal olan durumun adaleti yoktur. Bu bağlamla doğal durum belirsizledir. Hukuk ve hak girişmesi belirsizin belirlisidirler. Birlikte olanla birlikte gidendir.

Adalet kolektif olan içinde birlikte olmayanla birlikte gitmeyendi. Kolektif alanda, kolektif alanı zoraki birlikte olan ve birlikte giden yapmanın kişi özne benciliğidir. Özel mülk sahipliğiyle maldan, mülkten yoksunluktu. Mülk sahipli kişi iradesi, kolektif yapılarla olmayan; kolektif yapılarla birlikte gitmeyendi. Bunun için köleci yapının adaleti vardı.

Irmak ya da dere yatağı eğimi bir potansiyel durumla alandı. Alan içindeki akış eylemi kuvvetti. Alanın ya da yatak eğimi pütürlü yüzeyden kıvrımlardan ve yatağın akan enerjiyi emme, bir erke geçirgenliği vardı. Tüm bunlar alan içinin akış yapan eyleme olan direnciydi.

Yani alanın (dere yatağının veya ırmak yatağının eğimiyle yani potansiyeliyle akan eyleme karşı; akan eylem alan yönünde bile olsa, akan enerjiyi durdurma direnci ile potansiyel eğimin en az durumla bir iç direnci vardır.

Bu nedenle emme, beslenme gibi kapasite geçirgenle olan yatak (alan) direnci; bu parçalı durumlara göre pay edilen bir haktı. Diren burada eğimle akışı devam ettiren dirençle akımı durdurmak isteyen yeni bir alan içi kuvvettir.

Enerji boşalması birden ve en hızlı durumdu. Emme parçalı durum kapasiteye bağlı enerji tutma enerji emmeydi. Kapasiteye bağlı emme birden boşalanı birden soğuramıyordu. Enerjinin bir kısmı direnci aşıyor bir kısmı direnç gerisinde yığılıyordu.

İşte düzenlenen enerji bu yığılan, direnç gerisinde tutulan, engel gerisine dolan enerjiydi. Direnç engelinden doğan sürtünmeden ötürü akan enerji az da olsa durdurulma direnciyle akışı azalıyordu. Akışı azalan enerji yığılan potansiyelle birikme yapan yeni bir enerji tipiydi.

Yığılma enerjisi; yığılma seviyesinin altına düşmekle azalan akışı; akış yönünde destekleyip, kuvvet verip akışlı sürece akış yaptıran bir gerilim gücü vardı.

İşte kolektif enerji, ırmak yatağı ile aynı olmayan; bir akışlı benzerlikle vardı. Kolektif alan doğal durum içinde dirençler ortaya oymakla kolektif bir kapasite yaratıyordu.

Doğal durumu akışını depo enerjilere çevirerek depo enerjiyi kolektif kapasiteyle belirli kılacak bir düzey ve düzlemdi. İşte bu kolektif (ortakları olan) kapasiteli düzey ve düzlem eylemleri henüz doğal ortam başlangıcı içinde yoktu. Ortada olmayanın eylemleri de üstel durumuyla o ortam da yoktur.

Hukuk; ortaklaşan, ortakları olan kolektif kapasiteden doğuyordu. Hukuk kolektif kapasiteyi var etmeye, kolektif kapasiteyi ortaya koymaya riayet eden akışlıydı. Bu akış bileşenlerden oluşuyordu. Bileşenlerde kritik değerler eksenli senkrondu. ,

Böylece hukuk kolektif kapasiteli potansiyeli kendi bileşenlerine direnç eden paylaşmaydı. Adalet var olan ortaya konan kolektif gücün özgecil olmasını istismar edendi. Adalet özgecil olan genel yararı olabildiğince seçilmiş kişi sahipli mülk ve kimi kişilere kişi sahipli irade yapmanın kırpma düzenciydi.

Yani doğa totem alanla kendisine yeni bir düzey ve düzlem alanı açmadıkça hak ve hukukun ortaya konması ve belirli edilmesi olanaksızdır.

Üstelik hak ve hukuk doğal durumlu üstel belirsizler içinde de olanaklı değildir. Hak hukuk doğal durum eylemli tanecikli parçacık (özne) yapıların dışında bu özne yapıların eylem birliği ile ve eylem birliği sonucunu yararlanmakla ortaya konacak yeni bir üstel durumla belirsizlikti.

Bu nedenle doğada üreten bir kolektif gücü ortaya koyan düzey düzlem ilişkileri oluşmadan köleci tutum doğal durum içinde hiç yoktur. Köleciliğin üzerine oturacağı üreten ortaklaşmayı kullanan kolektif değerli bilinç referanslarını eğip bükecek adalet doğal durum içinde yoktur da ondan adalet inşa içinde yoktur. Adalet inşayı değil, inşanın paylaşımını bozan değer süreçler içine oturur.

Köleciliğin üzerine oturacağı durum olmakla, doğada olmayan durum neydi? Kuşkusuz ki üreten ortaklara dek ilişkilerdi? Doğal durum içinde üreten ilişkinin olmayışı köleciliğin de olmayışıydı.

Kolektif yapıyı ele geçiren kişi benci tutumun hayal ürünü; olanın olmayan negatifiydi. Yani üstel durumlarla olan kolektif yapının, belirsizle olan kişi özneye göre olan negatife durumudur. Kölelik Mülk benim diyen düzey ve düzlem durum içinde mülk benim diyemeyen mülksüzlerle belirli olacaktı.

Kolektif hukuk nedir? Bunu yanıtlamadan önce girişteki gibi bir fikir jimnastiği ya da beyin fırtınası yapmalıyız. Tekil kişilerin doğada hiç bir hakkı, hukuku yoktur. Yani bir aslan ceylanları, diğer aslan sürülerinin veya sırtlanların hakkı var diyen bir anlayışa rağbetle geride bırakmaz.

Bir ceylan otu, zebraların hakkı var diye terk etmez. Bir hemcins kişi yahut ta bir maymun diğer hemcinslerin veya gorillerin de bu elma ağacında ve elma da hakları var diye yarın geride bıraktığı elmayı toplamamazlık etmezler.

Doğada hak diye bir kavram yoktur. Ve olamaz. Yani düzey düzlem ilişkisi bağlamları içindeki üstel durumlar belirsizi olmadan, kimse de size, hakkınızı belirleyip veremez. Daldaki meyveye; ilk zebra ulaşmışsa zebra, maymun ulaşmışsa maymun, hemcins bir kişi ulaşmışsa, hemcins kişi tüketecektir.

Dün ben bu ağaçta yemiştim. Şimdi bu ağaçta kalan meyve zebra kardeşin, gorilin veya şempanzenin olmakla kardeşler hakkına tecavüz etmeyim diyen bir öznel alan ve öznel alan akışı yoktur. Neden yoktur?

26 Haziran 2020 8-9 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar