İnsan Nasıl Ortaya Çıkmıştı 9

Unutmayın ki ne hemcinsler, ne ilahlar; kuram olarak hiç bir ittifak içine doğmadılar. Bir uygarlık içine doğmadılar. Grubu dışında sentez gücü donanımına sahip kapasite değildiler.

İlahlar ve hemcinsler insan gibi bir yetkilenme içine doğmamışlardı. İşte ilahlar, ittifakın ürünü olan ittifak gücünü takdis edip kutsuyorlardı.

Hemcinsler; totem güce boyun eğiyorlardı. Hemcinsler yalıtımlı alanın içi kadar tekli mantıkla öğreti seldiler. Sosyolojik etkileri çok fazla olan tabuları vardı. Sosyal sağlasan ile kolektif paydaşlardı.

Oysa ittifak ilahları üreten grup gücü kadar karar alıcıydılar. İttifakın iradesine boyun eğiyorlardı. İttifaklar arası ticaret, başlatılana kadar ittifaklar da az çok bir yalıtımdılar. İlahlar İttifak içinde çok köklü mantığa göre öğreti seldiler.

İttifaklar birçok totem sosyolojisiyle olan kültürdüler. Ve ittifaklar birçok ilahi mesleklerin senteziydiler. Bu iki nedenle ittifakı alan çok köklü mantığı gerektiriyordu.

İttifakların sosyal tabuları sürse de üreten alanda daha çok tabu yasakları yerine ilahi yasalar vardı. Gruplar arası ürün takasından sonra grup içinde ortak paylaşımlaydılar.

İnsan bileşik gruplar algılı reflekse ve dikkate sahipti. Bileşen grup gücüne göre kararlar almanın yetki ve sorumluluğuna sahipti.

Simiyenler birbirini avlayıp yiyorlardı. Simiyenler bu yamyam dönem içinde üretmeyi bilmeyen doğal bir barbarlıkla totem alan içinde üreten ilişkilere gelmişlerdi.

Hemcins ilahlar üreten ilişkileriyle ittifak etmişti. İttifakın üretim hareketini başlatmışlardı. İttifak içinde gruplar birçok totem kültürle vardılar. Birçok üreten ilişki senteziyle vardılar.

Yine hemcins ilahlar ittifak içinde birçok totemi mana düşüncesinin senteziyle vardılar. Birçok totem düşünce sentezi çok köklü ve farklı düşünceyi ortaya koymuştu. İlahlar tüm bu bileşimle uygarlığı başlatmışlardı. İlahlar ittifakı uygarlıktı.

İlahlar ittifakı uygarlığı başlatmış olan bir doğumdu. Bu doğum tarih sel milattı. İnsan bu miladi uygarlığın taşıyıcısı ve mirasçısı olan yetkilenmeydi.

İnsan uygarlığın depo bilincine sahip olan kolektif kapasiteydi. Totem bilinçten çok çok fazlaydı. Bileşimin gücü ile insan kendisinden yakın çevresine doğru ve doğaya doğru “sorumlulukla etkindi”.

Bu sorumlu etkinlik, insanın üretim gücü ile üretim hareketinden kaynaklı tasarım ve simülasyon yapan bilimsel gücünden ileri geliyordu.

Evrim 1

Bir ortam içine denk düşme olan üssü devim belirlisi; kara gibi diğer bir ortamda üssü belirsiz içindeki hareketin birine denk düşecekti. Ya da bir ortam içine denk düşme olan üssü devim belirlisi; başka bir ortamın denk düşmeyeni olacaktır.

Bu evrimsel bir yasaydı. Evrimsel yasa kuantum durumlu üssel belirsizlerin ortam eğimiyle akış yapan girişme seçilisiyle ortaya konuyordu. Yüzme deniz içinde, sürünme deniz dibinde ortam eğimine uygun akış yapmaya çok olumluydu.

Yüzme uyumu, karadaki eğim alanı içinde sürünmeyle, tırmanma, zıplama, koşma; yüzme uçmayla vs. benzeşen örnekçe hareketten eylemlerle karadaki ortama uyumdu.

Yürüme, koşma vs. deniz gibi bir ortam seçilisine olumsuz durmakla, yığılan yokuşlaşan eylemler ortamdaki çeşitliliği veren potansiyel bir belirsiz durum iken; belirsiz potansiyel durum karadaki alan eğimiyle uyumlu akış yapan aktifliğin seçilisi bir belirli durum olacaktı.

Varlık; olasılık belirsizi devinmelerle, çeşitlilikti. Çeşitlilikler en az ikili durum indirgemesiyle çoklu nicel ve nitel zamanlar belirlenmesidirler.

Bu belirmeler makro dünya içinde yavaşlasa da kırpılsalar da biyo kimyasal ve sosyo toplumsal özne-nesnenin üssel devinmelerine dönüşüp baskılansalar da küçükler parçacıklar olan kuantum sıçrama, kuantum üssü dalgalanmadan ileri geliyordular.

12 Mart 2021 3-4 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar