İnsan Olmaktan Vazgeçtim

yarım asrı devirdim ömür denen insan hayatımdan... kovalamaca oynadım! ..önce saklambaç oyununu öğrendim,sonra elliye kadar sayıları saymayı; daha 'elli bir' demeden bıktım sayıları saymaktan! ..çokluğa uzak kaldım hep bu yüzden, azlarda buldum aradığım mutluluğu...tenime düşen bir damla yağmurda büyüttüm tüm çiçeklerimi...sıcacık bir ?merhaba'ya dayadım dertsizliği mi,sevinçlerimi, müjdeleri mi...tek yıldızlı gökyüzüyle aydınlattım gecelerimi...'bana mısın? ' demedim mesafelere; göz erimimde varsa eğer bana gülümseyen bir yüz, yüzüme değen bir dudak! ..denizi bile özlemedim, tenindeki tuz tadını almışsam sevgilinin! ..hiç derinliğim olmadı, u yüzünde açan bir nilüfer gibi tutundum güneşe...olmadı hiç filo filo gemilerim, eşantiyon bir tekneye bindim yaptığım yolculuklarda...eşantiyon reislere, kaptanlara teslim ettim kendimi, karaya vurdum, dalgaya kapıldım, su çektim! ..karşı kıyı uzak kaldı hep, bordrolarım delinmedi, kırılmadı palamarlarım,dalgalar yutmadı dalyanlarımı...demir attığım noktaya battım,ölmedim gene de! ..aksine nilüfer olup çıktım su yüzüne; balıkları kokumla yıkadım...güzelliğimle üşüttüm! pullar giyindiler esvap yerine; renk renk,desen desen! ..kan kızılı olanlar isyanlarımdan arta kalandı.gidip Cudi dağındaki mağaraya,Filistin vadisindeki ırmağa,Irak çölündeki vahaya,Bosna'daki mavi göle damlattım...utandım! ! ! ! ! ikra getirdim insanlığımdan! bıkmadım gene de, yeniledim ikra'mı bütün çağlarda...işte burada düştüm çoklara, teklerimi özledim! ..

evet teklerimi özledim! ay'ı,güneşi,evimi,arabamı,telefonumu,burnumu,ağzımı,yüreğimi,midemi,
karaciğerimi,cinsel organımı daha bir benimsedim,sahiplendim...iki yüzlülüğü sevemedim en çok..hercaileri,petunyaları,iki renk açan gülleri mesela! ..bir dalda iki kirazı,bir yürekte iki sevgiliyi,bir başta iki gözü,iki kulağı,bir ağızda iki dudağı! ..ve bir odada iki pencere, bana göre değildi hiçbir zaman...hele biri dağa,biri yola bakıyorsa bir de,aynı duvarda değilse yani! ..yani birinin gösterdiğini,göstermiyorsa öteki...hiç taraflısı olamadım.

oysa gözlerim de böyle ne yazık ki! ..
biri görmüyor diğerinin gördüğü şeyi! ..
nasıl şeyse! ..
bir tane demiştim ya yüreğimi...yanılmışım...
vardı onun da dört gözü! ..
peki dört kişi mi bakar gözlerinden içeri?
ve içerde oturan kaç kişi?

iş geldi dayandı pencereye...pencereler uzakları içeri çeken radar! ..pencere evin gökyüzünü gören gözleri...hele perdesizse,hele tertemizse,hele kocaman kocamansa! ..olmaz canım! ! ! perdesiz bir pencereyi düşünemiyorum bile...kesmek için gökyüzü ile ilişkimizi,inadına üretiyorlar fabrikalarda.kalını-incesi,tülü-gobleni,çiçeklisi-düzü,kadifesi...çeşit çeşit! ..içimden iplik olmak geliyor perde yapımında kullanılacak...iyi fikir bence! ..madem bıktım insan olmaktan,iplik bari olayım! ..zararı yok ipek olmasam da olur! pamuk ipi olmaya bile razıyım...farzet ipliğim,ne çıkar bundan! ? hiçbir şey değil mi? nasılsa 'seni seviyorum' demiyorsun artık,nasılsa beni defterinden sildin...ve nasılsa aşk bitti! ..ha iplik olmuşum,ha başka bir şey! ..ne olursam olayım umurunda mı sanki! ben de gidip iplik oluyorum işte,sana ne! hani 'sen nesin ki? minnacıksın,bir karış boyun var' demiştin ya,bak uzun uzunum şimdi...metren bile yetmez ölçmeye...

bir ucum yeryüzünde,güneşte öteki ucum! ..
delip geçmişim mavilikleri,meteorları,galaksileri...
Halley'e kuyruk
Ay'a hale olmuşum...
ama olamamışım yar saçlarına ula
ya da desen desen poşi
kahrolmuşum...

sonunda bıkmışım mesafeleri ölçmekten
hasret çekmekten...sarılmışım makaralara...

zaten beni herkes makaraya sarar; olsun! ..garibin biriyim ne denir? kızamam ki kimseciklere...kimi 'şöylesin' der,kimi 'böylesin...'desinler ya! ben kendimin ne olduğunu biliyorum sonuçta...renk renk ipliğim işte,perde olmaya namzet hayali kraliçeyim! ..

benim fabrikam hiç benzemez ama perde dokunan o fabrikalara...benim fabrikam özel,benim fabrikam güzel! ..ne kapısı var,ne bacası...öyle çok işçisi var ki,sayamam...personel müdürü hep tatil yapıyor ama! ..ne zaman döneceği,ne zaman kimi azarlayacağı,kimi işten çıkaracağı,kimi taltif edeceği,kime prim vereceği hiç belli değil! ..iş yasalarını protesto edip greve gitsem,pankartıma ne yazacağıma karar verme yetkim bile yok...ancak 'iki sözcük yazabilirsin' dedi, müdürüm olan Tanrı; DOĞDUM ve ÖLDÜM! ..

biliyorum merak ettiniz fabrikamın adını değil mi? sizi bekletmeye hiç niyetim yok! ..çünkü sizi bekletemem,çünkü sizi seviyorum...

benim fabrikam dünya! ..
şu gökyüzü,şu deniz,şu toprak! ..
dağlardan rüzgar çaldım,yaylalardan çiçek
sulardan yakamoz
göklerden bulut..göklerden kuş! ..
soktum hepsini insan yüreğime
yine de yüreğim boş! ..

lakin,
iplik iplik dokudum hepsini
perde oldum top top
tül yürekli,keten çirişli...
boy boy metrelerce...çok.....

binip kamyonlara,kargolara,uçaklara,gemilere...çıkamadığım yolculuklar yapıyorum şimdi.şehir şehir,ülke ülke dağılıyorum dünyanın her bir yerine...kota mota dinlemiyorum vallaha! özlemlerim var çünkü! ..deniz aşırı bir ülkede Monika'nın camını süsleyeceğim bizim Fadime'nin camını unutup.Fadime de kim oluyor Monika dururken yani! ? Şimdi daha çok hak veriyorum Clinton'a! ..ağzının tadını nasıl da biliyor adam! ..aşkolsun ona! ..Fadime dersen bekler durur boşuna,Temel'le avunur,aklından geçiremez başka birisini,salağın teki! ..Temel ise aşna fişne! .. elin eysli dilberlerine dair hülyalar kurar durmadan! ..

ne hülyası,yatar kalkar da Trabzon-Hopa arası,
İstanbul Kapalı Çarşı,
kemikleri sızlar Orhan Veli'nin,
pişman olur bizim Fatih Mehmet,sultanların sultanı! ..
nedense
bir türlü sesi çıkmaz Fadime'nin
tutar dul kalma sancısı! ..

işte burada düştü ipinden,kornişinden perde
tam da kesmiştim birbirinden gökyüzü ile odayı...

İçeride sevişiyordu Temel ile Clinton
dışarıda meraklı bir kalabalık
kime neyse olan bitenden?
sorun onların sorunu değil miydi artık!

bebek elleri yapıştı eteğimden
yüreğimde boynu bükük bir menekşe ağladı..

infazı gerçekleşti yıldızların
çarçabuk alınan bir ilamla
içerdeki mecliste
kimse farkına varamadı! ..

uyuyakalmışım!

uyandığımda
iki şeyi çok iyi anladım
biri
perde olmanın düş olduğu
öteki
sadece benim bildiğim
Fadime'nin sırrı, bende sakladığı...

Temel gene
başucumda tesbih çeker:LA-HEVLA!
benimse tutulmuş dilimde
bir top perde küfür:İLLALLAH! ..

hay bu ayeti yazan Tanrı,
'öldürsem seni! ' diyorum da
adım ayyuka çıkar mı?

26 Aralık 2012 5-6 dakika 27 denemesi var.
Yorumlar