İnsan, Olması Gerektiği Gibi

Kuvvetini toplayıp da düşlere girdiğinde,bir örnek verecek olursam aklıma ilk hindistan gelir. Karışık metinleri okuyup sonuçlara ulaşmanın faydasını görecek olsam da bulaşmazdım bu işe. İlk yazıların acemiliğini üzerimden atıp olgunlaşmaya başladığımda devamlı kendime eziyet etmem gerektiğini düşünüyordum. Bu düşüncem değişmedi aslında. Çalışkanlığın kazancını bırakmış, suratı asık insanlarla içtiğimde durum böylece kendisini göstermiştir sanırım.Yazı karmaşığı, otogarda elini sallamak isteyen ama bunu yapmamak için direnen kişilik çatışmalarının ortasında bulurum sonra kendimi.Manevi yönlerimi güçlendirmemi isteyen dostlarıma kulak verip onların da hoşnut olacağı davranışlarımı toplumun önünde sergilememi doğru bulanların yanında,bunun gösteriş olduğunu düşünenler de vardı. Gerçek aydınlığa ulaşmanın zorluğunu herkes biliyordu ama kimse elini taşın altına koymak istemiyordu.Tek kelimelik bir değeri olan düşler, önemli olduklarını düşünen insanların iki dudağının arasında dolaşıp duruyordu.

Hakikatleri anlamakta zorluk çektiğim zamanlar, o hep benim yanımda olduğunu sandığım farkındalıklarım da tükenip gittiğinde, sadece sarılmanın karşı konulmaz pozisyonunu açıklamakta zorlanırdım sanırım.Onun dışındaki çoğu şey şaşırtmıyordu artık beni. Medeniyetin dayanağını soracak olursanız o konu hakkındaki görüşlerimin yetersiz olduğunu bilerek fazla yorumdan kaçındığımı ve şaşırmadığımı belirtmek isterim. Bozkırın ortasında deniz kuşlarının uçuştuğunu söyleyenlere kulak asmamanın faydasını burada da görmüş olurum bir kez daha.Defalarca geçtiğim yerleri ,hiçbir zaman sonu olmayacağı gibi görüp algıladığımdan olacak,aklın ötesinde faktörlerin devreye girmesiyle çağ atlayacağımın farkında olmayarak gidip gelirdim, o çok önemli,stratejik konumu yüksek olan yerlerde gözüm bir şey görmez halde geçerken .Seçim yapmakta çok zorlandığımı da belirtmek isterim bu hususta. Hakikaten, iyi akşamlar derken bile ne kadar samimiyetsiz olduklarını görürüm insanların. Sonra arabalarına atladıkları gibi gazı kökleyip uçarcasına sıvışırlar da kendimizle baş başa kalmış oluruz.Kendini dinç hisseden insana her çağda sataşılır, buna karşı önlemleri çözümlemek ve maddi refahtan belli bir pay alacak kadar çalıştıktan sonra ucu bucağı olmayan tarlalara yerleşip iç yolculuğa yönelik çalışmalar yapmak gerekir diye düşünüyorum.

14 Haziran 2013 2-3 dakika 89 denemesi var.
Yorumlar