Kayıp

Bir yol... Uzunca düşler yazamadım sana anne! Ellerimle kendimi tutmaktan. Ne kadar ağırmış meğer her geceye, her güne bir yol tarif etmek, bulamamak...bulunamamak. Oysa ne güzel gözleri vardı hayatın, öyle derin. Bize düşen boğulmak.
Dün iki söğütle bir selvinin kocaman bir bahçede öldürüldüklerini gördüm, ağlamadım anne. Ya bolca güneşten, yada az bi sudan. Anne güne elim değmeden düşüyor güneş tepeden, güneşe değmeden ben, tepeden güneş...düşüyorum kısacası her gün oturupta kendimi dinlediğim her her yerden.
Susayım mı anne! Susalım mı sana benzemek için herşey...Şu yol.
Anne düz bir çığlık bu sesime yaklaşan tüm eğrilerin anasını ağlatan.
Kendimi dinlemek örf ve adetlerimize ters mi? Yasak mı?.. Ben kuralları çiğnediğim için cezalımıyım...neyim ben susan bir insan portresi. Anne içime yol yapmış ne dağ başları var bir bilsen, eni sonu uçurum düşmek yada düşmek. Ne iyi yaparım onu ne güzel de düşermiş annesinin kızı!.

27 Nisan 2017 1-2 dakika 9 denemesi var.
Yorumlar