Kimse Senin Gibi Sevemez Beni


Bu sana ilk mektubum.

Yıllar önce yazdığın mektubuna mektupla karşılık vermek yerine, hayatımın masalını yazmıştım ve altına seninle birlikte imza atmıştım . Dakikalarca kovalamıştım ayağına basan ben olmalıyım diye...

Nasıl da geçti o kadar sene .

Daha dün gibi;

‘’kalbimi sar deyişin,

gel yarim ol deyişin’’.

Geldim gelmesine de bu gün oturup düşündüm şöyle , ya benden önce gidersen diye ...

Senin olmadığın gecelerde bile kanepede uyuyan ben, nasıl yaşarım bu evde yapayalnız tek başına? Üç kez kilitlesem de kapıları, duvarları yıkmaz mı yalnızlığım, pencereleri kırmaz mı ? Özlediğim anlarımızdan vurulmaz mıyım o karanlıkta? Ve her gün kime hazırlarım sevdiğin yemekleri ve kim hazırlar bana

her sabah kahvaltıda o güzelim menemeni?

Nasıl başarırım market alışverişlerini?

Çok kötü alıştırdın beni sen.

İşten her gelişinde elinde bir çikolata, soluyorlar diye çiçek sevmezdim bilirdin.

Papatyalar hariç ...

Ama yine de arada almayı ihmal etmezdin bak bunlar solmayan cinsten derdin.

Tıpkı aşkımız gibi…

Şimdi sen gidersen papatyalar bir yaprak eksik kalmaz mı ?

Ah zaman!

Geriye dönmez bir daha ama alıp götürür mü mutlu bir mazinin tebessümle bakan gözlerini?

Bil ki gülmek en çok seninle yakıştı bana. Ağladığımız da oldu elbet ama, gözyaşımızı silmeyi başardık el ele. Sıkışıp kalmadık acılarımıza. Kirli çoraplarını çamaşır sepetine atmıyorsun diye arada sinirlendirsen de beni,

en temiz yanınla sevdinya , minnettarım sana, minnettarım sevgili...

15 Şubat 2019 1-2 dakika 40 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar