Kız Olmak ve Özgürlük

Eskiden bir kızın okul arkadaşı,mahalle arkadaşı veya iş arkadaşı olması biraz yadırganırdı.Hele bir de sokakta el ele,sarmaş dolaş dolaşan bir kızla erkeğin görünmesi evlenmesi mecburiyetini gerektiriyordu.Hele evlenen bir kıza,babasının evinden dirisi,kocasının evinden ölüsü çıkar deniyordu.Boşanmak ve bir de çocukla baba kapısına dönmek büyük bir ayıptı.



Onları daha çok sıktıkça,daha çok özgürlüğe ihtiyaç hisseden ablamlar,güzellikleriyle ve kıyafetleriyle göz kamaştırıyorlardı.Çünkü annem,onları çocukluklarından beri özenle giydirmeye alıştırmıştı.O zamanın şartları ne kadar kısıtlı olsa da.
Küçük bir kasabada saklı kabahatler yapanların yanında,ablamlar İstanbul'da doğup büyüdükleri için daha serbest ve rahat davranıyorlardı.İnsanların sert tabuları ve anlayışsız bir kitlenin öz eleştirilerine maruz kalıyorlardı.Bu tip sorunlarla yüzleşmek ve başa çıkmak ise annemin en zor göreviydi.




Benim çağıma gelince ben onlardan biraz daha şanslı sayılırım.Lakin benim de erkek arkadaşlarım okulda ve mahalle sınırları içindeydi.Beni büyüten ailemin bana güvensizliği değil beni dışarıdan gelecek tehlikelere karşı koruma kontrollerini elden bırakmamalarından kaynaklanıyordu.


Bazen en büyük hesap,bir yanlıştan dolayı çevremizdekilere verilecek hesaptır.Bazen içimdeki çelişki, ebevynlerin kızlarının üzerine fazla düşmesi,çevredeki tehlikeden çok,çocuklarının yaptıkları yanlışlardan sonra çevreye verilecek hesaptan mı kaynaklanıyor sorusu olmuştur.



Kısıtlananlar hep özgürlüğe uçmak istemiştir.Zamanla yere hızlı ve sert çakılsalar bile.Yaptığım bir yanlıştan sonra benden uzaklaşarak cezalandıranlar oldu.Lakin çevremden çok vicdanıma verecek hesabım beni yıprattı ve bu hesap hayatımda ödediğim en ağır bedeldi.Şimdi hata yapan o kadar çok olgun insan var iken,cahilliğimde yaptığım hataları neden hoş görmediler.



Eskiden boşanmak baba kapısına gelmek ayıp iken,bugün bir kez değil defalarca evlenip boşanan ve özgürce yaşayan kadınlar var,zorla yürüyen bir ilişki hem kişinin sağlığını, hem kutsal sayılan evliliği yıpratır.Ama ortada bir çocuk,incir kabuğunu doldurmayacak sebeplerden dolayı evliliği bitirmelerinden daha önemlidir.


Eskiden dışarıda bir kızla bir erkeğin sarmaş dolaş dolaşması ayıp iken,şimdi birden fazla erkekle bir kız sarmaş dolaş dolaşıyor,gerekirse aynı evde yaşıyor.Gençler barlarda,evlerde özgürce içip eğleniyor.


Bazı erkekler eşini defalarca aldatacak kadar sadakatsiz,bazı kadınlar ise eşine çocuklarına sadık kalıyor veya öyleymiş gibi görünüyor.



Yani özgürlük dedikleri bir insanın kişiliğini zedeliyor ve yaşam kalitesini düşürüyorsa,o özgürlük değildir.Çocuklarımızı büyüten ebeveynler olarak onların özgürlüğünü kısatlamayacak bile olsak,onların ahlaklı ve zengin bir karaktere sahip erdemli insanlar olmasına özeniyoruz ve onlara öncelikle güveniyoruz.



Lakin özgürlük rezalet içinde yaşamak değildir,insanın kendine yakıştırdığı hayat biçimidir.



İsteyen imam nikahlı yaşar,isteyen hükümet nikahıyla,isteyen kendinden büyük çocuklu bir kadınla evlenir,isteyen kendinden büyük yaşlı ve çocuklu bir adamla.BU İNSANLARIN TERCİH VE GÖNÜL MESELESİDİR.



Kimse kimsenin özgürlüğüne müdahale etmek hakkına sahip değildir,onları ayrımlaştırarak,ötekileştirerek haddimizi aşmamalıyız.Lakin şimdi bizler bu anlayışı bekliyor iken,bizim neslimizden öncekilere ve bize biraz haksızlık olmamış mı..Ama ,haspama yakışır değil mi ne dersiniz...

08 Kasım 2013 3-4 dakika 74 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    İSLAM ÜLKELERİNDE KADIN OLMAK: --- Ucuz ve yedek iş gücü, yaşamı boyunca emeğinin değeri olmayan, â??görevi olarak belirlenenleriâ? yerine getirmediği /getiremediği taktirde ölüm de dahil her türlü insanlık dışı yaptırıma layık görülen... ---Sistemin ihtiyaç duyduğu dönemlerde bol bol doğurması istenilen, yine sistemin ihtiyaç duymadığı dönemlerde doğurganlığına sınır konulabilen, bedeni üzerinde kendisinin değil, erkeğin karar vermesi gerektiği savunula, hiçbir koşulda söz hakkı olmayan. ----Kısacası kayıtsız şartsız erkek egemen zihniyet tarafından yönetilmek istenen, kabul etmediği â?' başkaldırdığı zaman da katli vacip olan, savaşlarda ganimet görülen, neredeyse her ülkenin milli hasılasının büyük bir bölümünün kadın bedeninden elde edildiği, ikinci â?' üçüncü sınıf insandır kadın... ---Şeriat ile yönetilen veya İslam dininin hakim olduğu ülkelerde kadının durumu daha da zorlaşır. Yemen'de olduğu gibi çocuk gelinler; çocukluğunu yaşayamadan kadın olanların sayısı hiçte azımsanmayacak orandadır. İnsan haklarından haberdar bile değildirler... ---Devletler onların üzerinden siyaset üretir, her fırsatta zaten yok denilecek kadar az olan hakları da tırpanlanır...

  • 10 yıl önce

    ---Yoksulluğun, savaşların en büyük darbesini onlar yaşar.. ---â??Namusâ? kisvesi altında ölenler/öldürülenler, intihara zorlananlar onlardır ama katillerinin her zaman hafifletici nedenleri olduğundan ceza bile almazlar... Bol bol çocuk doğurmaları istenir ama hamile hamile sokakta gezmeleri â??terbiyesizlikâ? olarak adlandırılır... ---Tecavüz bile edilmiş olsa, onun ruh hali, yaşadığı travmalar düşünülmez, tecavüzcüsüyle evlenmesi, hamile kalmışsa çocuğu doğurması istenir.. Kısacası çocuk olma hakkı bile olmayan kadın, insan olarak görülmez... Bu duruma İslam inancının ağırlıkta olduğu birçok ülkeden birçok örnekler gösterilebilinir. ÖRNEK: YEMEN'DE 8 YAŞINNDAKİ "ÇOCUK GELİN"İN GERDEK GECESİ VAHŞETİ. Türkiye'de de son çıkartılan yasalara, kadın üzerinden üretilen siyasetlere baktığımızda durumu daha iyi anlayabiliriz....

    Saygılar, sevgiler.